KİTAP, MODERN KLASİKLER

ERMİŞ – HALİL CİBRAN

  • Yazar: Halil Cibran
  • Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
  • Sayfa: 54
  • Yazım yılı: 1923
  • Yer: Orphalese kenti

İş Bankası Kültür Yayınları – Modern Klasikler serisindeki kitaplar arasında yer alan ve bu sıralar sıkça rastladığım bir kitap olan “Ermiş” Halil Cibran’dan okuduğum ilk kitap.. Dört günlük Amsterdam seyahatim kitap okuma açısından ancak bu kadar verimli geçebilirdi. Uçak yolculukları ve akşam dinlenmelerini fırsat bilerek Ermiş de dahil toplam üç kitap bitirmişim 🙂

Orphalese kentine 12 yıl önce bir gemi ile gelen El Mustafa için artık gitme vakti geldiğinde, Orphalese halkı ona seslenir: “Doğum ile ölüm arasında olana dair ne varsa sana gösterilen, bize anlat.” Gitme vakti geldiğinde yaşanan o sevinç ve hüzün karışımını yaşayan El Mustafa da bir yandan göğsüne dökülen yaşlara rağmen, onu 12 yıl önce buraya getiren halkının gemisinin ve denizin çağrısına kulak vermektedir.

Orphalese halkı ona bir bir sorar ve El Mustafa da birçok konuya dair açıklamalar yapmaya başlar. Aşka, evliliğe, çocuklara dair.. Vermeye, yemeye, içmeye ve çalışmaya dair.. Sevinç ve kedere dair.. Ve bunun gibi hayatın içindeki neredeyse her şeye dair toplamda 26 konuşma yapar.. Bana okurken biraz da Veda Hutbesi’ni anımsatan bu sesleniş hali üzerine, yazarın El Mustafa karakteri ile aslında kimi anlatmak istediğini merak etmiştim ve birçok kişinin sorguladığı bu soru yazara da sorulur. Halil Cibran’ın kendisi de El Mustafa ile ilgili olarak kimi kastettiği sorulduğunda “Göğsümün bir tarafında İsa, bir tarafında Muhammed oturur.” diyerek açıklar. Kitabın İngilizce aslındaki adı olan “Prophet” de esasen “nebi” anlamına gelmektedir.

Kitabı alıntılamak isteseniz belki de tüm cümlelerin altını çizmeniz gerekir 🙂 Çünkü kitap baştan sona bir öğüt ve hayata karşı felsefi bakış açısını içerir.

Aşka Dair:

Sevdiğiniz zaman “Tanrı yüreğimde” değil, “Tanrı’nın yüreğindeyim” deyin. Sanmayın aşkın rotasını çizebileceğinizi, çünkü aşksizin rotanızı çizer, sizi buna layık bulursa eğer.

Evliliğe Dair:

Bu kısmı okurken günümüz evliliklerinde yapılan en büyük hatalardan biri olan birbirine alan bırakmama ve yalnız kalamamaktan kaynaklanan benlik karmaşası ve neticesindeki sorunlar geldi aklıma. Daha o zamandan bu satırların yazılmış olması çok etkileyici..

Birlikte durun ama yapışmayın birbirinize: Çünkü ayrı durur tapınağın sütunları. Hem birbirinin gölgesinde büyümez meşeyle selvi.

Çocuklara Dair:

Herkes çocuğunun mutluluğunu ve doğru şekilde yetişmesini ister ama Halil Cibran burada da çok akılcı yorumlarda bulunur:

Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi değil.. Zira kendi düşünceleri var onların.

Onlar gibi olmaya çabalayabilirsiniz, ama onları kendinize benzetmeye çalışmayın

Vermeye Dair:

Malınızdan mülkünüzden verdiğinizde pek fazla bir şey vermiş sayılmazsınız. Gerçekten vermek kendinden vermektir.

İstenince vermek iyidir, fakat istenmeden, ihtiyacı anlayıp da vermek daha iyidir; eli açık olanlar için, alacak olanı aramak vermekten daha büyük sevinçtir.

Çalışmaya Dair:

Bu kısım en can alıcı kısımlardan biri olabilir belki de.. Yüzünüze çarpacak gerçeklerle yüzleşip, modern hayatta hoşnutsuz ve isteksiz çalışanlarla dolmuş büyük kentlerle aranızdaki kavgayı sorgulayabilirsiniz..

İş, görünür kılınmış aşktır. Eğer aşkla çalışamıyor ve çalışırken sadece hoşnutsuzluk duyuyorsanız, işinizi bırakıp tapınak kapısında oturmak ve sevinçle çalışanların sadakalarını almak yeğdir.

Sevinç ve Kedere Dair:

Yaşanmışlıklar arttıkça ve hayatta bazı darbeler yediyseniz, bunun karşılığında mutluluğu arama ve daha farklı ve küçük şeylerden mutlu olma ihtimaliniz artacaktır. Ben de her zaman buna inanırım..

Keder varlığınızda ne kadar derin bir oyuk açarsa, taşıyabileceğiniz sevinç o kadar fazla olur.

Evlere Dair:

Maddiyata önem vermeyen bir felsefeye yakışacak şekilde ve insanı gülümsetip içindeki seyyahlığı uyandırırcasına yorumluyor yazar evleri:

Evlerinizi avucuma toplayıp, tohum eker gibi ormanlara ve çayırlara serpebilmek isterdim.

Giysilere Dair:

Giyimde edep, ahlaksız olanın gözlerinden korunmak için bir kalkandır, unutmayın. Ahlaksız diye bir şey kalmadığında ise giyimde edep prangadan ve zihin kirliliğinden başka nedir ki?

Suç ve Cezaya Dair:

Belki de asla üzerindeki tartışmaların bitmeyeceği suçlu ve onu suça götüren sebepler, işlediği suça karşı verilmesi gereken ve hak ettiği ceza.. Halil Cibran bu kısımda da ilmek gibi dokumuş kelimeleri..

Nasıl tek bir yaprak bile sararmazsa bütün ağacın sessiz bilgisi olmadan, kusur işleyen de hepinizin gizli iradesi dışında kusur işleyemez.

Yasalara Dair:

İşte bu kısmı da tam bir Türkiye mozaiği 🙂 🙂

Yasa koymaktan haz alıyorsunuz. Ama onları çiğnemekten aldığınız haz daha fazla.

Özgürlüğe Dair:

Bir zorba özgür ve gururlu olanlara nasıl hükmedebilir, eğer onların kendi özgürlüklerinde bir zorbalık, kendi gururlarında bir utanç yoksa?

Akıl ve Tutkuya Dair:

Tek başına hükmeden akıl, kısıtlayıcı bir güçtür; başıboş bırakılmış tutku ise, kendisini yok edene kadar yanan alevdir.

Acıya Dair:

Acınız idrakinizi saran kabuğun kırılmasıdır.

Kendini Bilmeye Dair:

Felsefenin asıl sorusu “Sen kimsin?” değil midir zaten?

“Hakikati buldum” değil, “bir hakikat buldum” deyin. “Ruhun yolunu buldum” demeyin. “Kendi yolumda yürürken ruhla karşılaştım” deyin.

Öğretmeye Dair:

Bu kısım da biraz da herkesin farklı bir bakış açısı, hissi dünyası ve algısı olduğundan bahsediliyor. Öğretme kavramının ise bilgiyi aktarmak olmasına rağmen bu algı düzeyini aktaramayacak olmasında bahsediliyor.

Hiç kimse bilginizin şafağında yarı uykuda beklemekte olan dışında bir şey bildiremez size.

Dostluğa Dair:

Dostunuzu sürekli ağlamak için aramayın diyor burada şair 🙂

Eğer moralinizin bozuk olduğunu bilmesi gerekiyorsa dostunuzun, bırakın yüksek olduğunu da bilsin. Dostunuz ne içindir ki onu zaman öldürmek için arayasınız?

Konuşmaya Dair:

Konuştuklarınızın çoğunda düşünce yarı yarıya katledilir. Çünkü enginlerin kuşudur düşünce, kelimelerin kafesinde kanatlarını açsa da uçamaz.

Duaya Dair:

Aşağıdaki alıntının üzerine pek söylenecek bir şey kalmıyor..

Sıkıntıya ve dara düşünce dua ediyorsunuz; keşke sevinciniz doruklarda olduğunda ve bolluk günlerinde de dua etseniz.

Hazza Dair:

Gidin tarlalarınıza ve bahçelerinize bakın, arının hazzının çiçekten bal almak olduğunu göreceksiniz; ama çiçeğin hazzı da arıya balını vermektir.

Dine Dair:

Dine dair en umutlu ve en müşfik tanımlamayı okumak isterseniz tüm bölümü okumanızı öneririm..

Yaşlı bir rahip, bize Dinden söz et, dedi. O da dedi ki: Bugün başka bir şeyden söz ettim mi ki? Din bütün edimler ve bütün düşünceler değil midir?

Ölüme Dair:

Ölüm korkunuz, kendisini onurlandıracak olan kralın huzuruna çıkan çobanın titremesinden başka bir şey değildir..

Veda:

Bir yüceden veya büyük bir mesafeden bakmadan sizleri nasıl görebilirdim? Kişi uzaklaşmadan nasıl gerçekten yakın olabilir?

sözleriyle açıklar münzeviliğini, gitmeden hemen önce El Mustafa..

Kısa ama içinde derin anlamlar barındıran bu kitap ile kendi adıma yeni bir yazar da tanımış oldum böylece..

Keyifli okumalar!

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s