YURTİÇİ SEYAHAT, İSTANBUL

Burnumuzun Dibindeki Terapi Noktası: Burgazada Gezi Rehberi

Hepimizin yolu bir şekilde Prens Adaları içinde en çok tercih edilen Büyükada ve Heybeliada’ya düşmüştür. Ama nedense Burgazada’ya gitmek pek akıllara gelmez. Her yerin insan istilasına uğradığı İstanbul’da insanların gitmeyi akıllarına getirmedikleri bir yerlerin kalmış olması da bir yandan güzel aslında 🙂 İstanbul’la deyim yerindeyse “aranıza mesafe koyacağınız”, uzaktan “aa şurası Bostancı, burası Çamlıca” geyikleri döndürseniz de İstanbul’da gibi hissetmeyeceğiniz bir yer Burgazada. Büyükada kadar kalabalık olmayan ve çok daha kısa sürede ulaşabileceğiniz şirin ve minnak bir adadan bahsediyoruz. Hani herkesin sürekli “Ama aslında…” ile başlayan her yaz bir ay ev kiralayıp, ordan işe gidip gelmekten bahsettiği ama asla yapmadığı adadan 🙂

Yirmi yıldır İstanbul’da yaşayan biri olarak itiraf ediyorum Burgaz’a ilk kez geçtiğimiz sene bir şirket etkinliği ile gittim, ve dedim ki ben neden daha önce buraya gelmemişim. Böyle söyleyerek beklentiyi artırmak değil amacım. Nitekim yüzölçümü olarak oldukça küçük bir ada burası. Ama çok bunaldığınız bir vakit kendinizi atabileceğiniz, içinde yürünmesi ve bisiklete binmesi daha kolay, araba ve korna sesinin olmadığı, aylak aylak bir orda bir burda oturup vakit geçirebileceğiniz, hatta isterseniz gece kalıp sabah işe dahi yetişebileceğiniz bir yerin varlığı ve bu denli yakın olması bana çok iyi hissettirdi! Vapudan indiğiniz anda hani sanki bir minik Cunda havası hissedip, taa Ege’lere gitmeden kendinizi rahatlatabilirsiniz 🙂

Burgazada’ya Nasıl Gidilir, Burgazada Ulaşım:

Burgaz’a gitmek için iki seçeneğiniz var: Şehir Hatları vapurlarını kullanmak ya da Mavi Marmara motorlarına binmek.

Burgazada’ya gitmek için en kolay ulaşım yöntemi ne derseniz kesinlikle Bostancı‘dan Mavi Marmara motorlarına binmek. Çünkü Büyükada-Heybeliada seferleri ile Kınalıada-Burgazada seferlerini ayırmış durumdalar. Motorlar öncelikle Kınalıada’da durduktan sonra Burgazada’ya geçiyorlar, dönüşte de aynı rotayı izleyen motorlar en pratik çözüm. Ortalama 35-40 dk gibi bir sürede ulaşabiliyorsunuz.

Bostancı İskelesi’nde sırasıyla İdo, Mavi Marmara ve Şehir Hatları girişleri var. Benim gibi kafanız karışmasın 🙂

Eğer aracınızla gelecekseniz İskele’nin hemen yanında açık otopark bulunuyor, park ettikten sonra motora geçebilirsiniz. Aksi tardirde toplu ulaşımla da rahatlıkla gelebilirsiniz.

Diğer bir seçenek ise Şehir Hatları‘nın Kabataş-Eminönü-Kadıköy-Adalar seferleri, vapur daha keyifli ve nostaljik olsa da yolun daha uzun sürmesi bir dezavantaj. Kadıköy’den sonra sırayla Burgaz, Kınalı, Heybeli ve Büyükada şeklinde bir rotası olmasından dolayı da Büyükada cenahı da bu vapuru kullandığından oldukça kalabalık oluyor.

Saatler ve sefer detayları için:

http://www.mavimarmara.net/tarifeler/

http://www.sehirhatlari.istanbul/tr/seferler/adalar-hatlari-353.html

Burgazada’da Bisiklet Kiralanıyor mu?

Burgaz’a indiniz, bence bisiklet yerine yürüyerek gezmek daha keyifli, ama bisikletiniz geldiyse de Büyükada’ya nazaran daha kolay bisikletle gezilebilecek bir mekan kesinlikle. İskelenin hemen sağ tarafında Ertan Bisiklet bulunuyor.

Eğer adaya kendi bisikletinizle gelecekseniz galiba motora binerken bir akbil de bisiklet için basmanız gerekiyor, o kadar 🙂 Motor iskelesinde özellikle bunun için yazılar asmışlar, ama ben kendim denemedim.

Burgazada’da Nerede Kalırım, Burgazada Konaklama:

Sürekli söylenen ama yapılmayan “ama aslında adada şööyle bir gece kalacaksın” vaatlerini artık yerine getirmenin vakti geldiğini düşünüyorsanız adanın en güzel noktasındaki otel kesinlikle Pyrgos Otel. Biz balkonlu deniz manzaralı odada kaldık ve çok keyifliydi. 203 numaralı panaromik odası ile ün yapmış otelin, 204 ve 205 numaralı odalarında balkon bulunuyor. Oda-kahvaltı konseptiyle çalışan otel aynı zamanda da restoran hizmeti veriyor. Restoranın manzarasını görünce akşam yemeği için de dışarda bir yere gitmeyi çok da istemeyebilirsiniz 🙂 Genelde balık ve meze üzerine olduğunu belirtelim.

https://pyrgosotelrestaurant.com/

Ben kalıp denemedim ancak Burgazada Öğretmenevi ve Villa Adrea da tercih edilen konaklama seçenekleri arasında.

Burgazada’da Ne Yapsam, Burgazada Gezilecek Yerler:

Burgazada İskelesi ve Çarşısı

Burgazada’ya gelmeden önce zaten vapurda bir gevşeme, rahatlama, tatil moduna girme hali vuku buluyor. İstanbul’dan kaçmış olmanın verdiği rehavetle adaya indiniz. İskeleden hemen sonra Burgaz’ın minik çarşısıyla karşılaşıyorsunuz. Burada market, büfe gibi ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz. Hemen girişinde incik boncukçular da var, illa bir hatıra alıcam derseniz burdaki amcalardan alabilirsiniz.

Sait Faik Abasıyanık Müzesi

İskeleden sonra minik bir rota izlemek isterseniz sola doğru çarşının içini dolaştıktan sonra Yeni Yalı Caddesi üzerinden Sait Faik Abasıyanık Müzesi‘ne ulaşabilirsiniz. Müze Pazartesi ve Salı günleri kapalı oluyor, benim içeri girip ziyaret etme fırsatım olmadı ama oldukça keyifli bir sokak olduğunu söyleyebilirim. Müzeyi de ilk fırsatta gezmek istiyorum. Yazarın hayat hikayesini okuyup gelinirse tadından yenmez.

1906 doğumlu yazar bugünlerde en çok Burgazada ile anılıyor. Birçok yerde ismini görebilirsiniz. 1938’de babasının aldığı köşkte özellikle hastalığının son dönemlerinde kalır ve hikayeciliğinin bir diğer dönemi de hastalığından sonra başlar. Kafkaokur ve Ot dergisinin Sait Faik özelinde yayınladığı bölümlerinde yazarın hayat hikayesi çok güzel anlatılmış, bulup okursanız harika olur.

Gönüllü Caddesi

Sait Faik Müzesi’nden çıktıktan sonra yol sizi adanın en keyifli caddelerinden biri olan Gönüllü Caddesi‘ne çıkarıyor. Bu caddede yürümek bile adaya gelmek için yeterli bir sebep 🙂 Caddenin hemen solunda adaya inerken de kubbesini görüp dikkatinizi çekecek olan Aya Yani Kilisesi‘ne uğrayabilirsiniz. Burgazada Öğretmenevi ve Peyote Cennet Bahçesi de bu yol üzerinde durup dinlenebileceğiniz noktalar. Cennet Bahçesi’nden sonra Kalpazankaya Plajı’na inen Kalpazankaya Caddesi üzerinden yürümeye devam edebilirsiniz, sonunda Kalpazankaya Restoran’a kadar çıkan bu yolu aynı şekilde geri yürümeniz gerekiyor, daha ileri gitmiyor 🙂 Restoranın harika bir manzarası olsa da geçtiğimiz yıl restorandaki bir müşterinin hesaba itirazı sonucunda darp edilmesi sebebiyle kendisine tepkiliyiz, gitmeyi öneremiyorum bu sebeple.

Genel anlamda Gönüllü caddesi ve sonrasında Kalpazankaya caddesi ile devam eden bu rota adanın en keyifli yürüyüş yolu bence. Bisiklete binen, yürüyen, koşan, elektrikli motorlarıyla gezen bir çok kişiye rastlayabilirsiniz burada. Fayton konusuna gelirsek, genelde hiçbir fotoğrafıma fayton imajı almamaya çalıştım. Burgaz’daki faytonların Büyükada kadar hunharca kullanıldıklarını düşünmesem de, maalesef atların bakım şartları ve çatlayana kadar koşturulmaları tam bir barbarlık. Umarım bir gün bu sorun çözülür.

Dönüş yoluna geçtiğinizde karşınıza çıkacak adanın yine en güzel sokaklarından biri Cami Sokağı. Dar bir yoldan sahile doğru inen sokağın tam karşısında Ortodoks kilisesinin kubbesini, solunda ise Burgazada Camisi’ni görerek ilerleyebilirsiniz. Rum kültürünün de oldukça fazla olduğu adada, farklı kültürlerin barış içinde yaşadığı bir sahne gibi karşınızda bu sokak 🙂

Gezinti Yolu Caddesi

Cami Sokağı’ndan Yasemin Restoran civarlarında sahile indiğinizde adanın bir diğer keyifli yolu da iskelenin sağ tarafında kalan ve direk deniz kenarından ilerleyen Gezinti Yolu Caddesi. Prygos Otel’in sağından ilerlerseniz bol bol martı sesleri ve adalı amca ve teyzelerimizin plaj keyifleri eşliğinde bir yürüyüş yapabilirsiniz. Çok güzel bir duvar resmi de olan cadde boyunca mis gibi deniz kokusunu içinize çekebilirsiniz. Martılarla epey haşır neşir olabilirsiniz, çünkü baya sokak köpeği gibi sağda sola yürüyor oluyorlar, İstanbullular olarak hayvanları simide alıştırdık ya, helal olsun bize 🙂

Madam Martha Koyu

Denize girme mevzusuna gelirsek.. Ben şahsen girmedim, ama canım çekti. Epey temiz görünüyor ama işte ne de olsa Marmara Denizi diye cesaret edemedim. Bir kaç kez daha gidersem ada sakinlerinden feyz alıp, belki yeterince gaza gelip yüzebilirim 🙂 Adada Pyrgos Otelin hemen önünden denize giriliyor, ayrıca Gezinti Yolu Caddesi’ni devam ettiğinizde Çamakya Aile Plajı bulunuyor. Biraz daha ilerlerseniz adanın en büyük koyu olan Madam Marta Koyu‘na göçü atabilirsiniz. Denize girmesek bile kamp sandalyelerimizi sahile atıp ayaklarımızı kuma gömebileceğimiz bir yere benziyor, yapılası aktivite olarak kenara yazdık.

Madam Marta koyunda kamp yapılır mı diye içimizden sorguladık, sonra biraz araştırınca yakın zamanda burada kamp yapanlara baya baya baskın yapıp çıkarıldıklarını okuduk 🙂 Anladığımız kadarıyla adadaki yangın riski ve çöplerin bırakılarak doğanın kirletilmesi gibi sebeplerden adada kamp yapmak yasak. Ama iskeleden koya doğru çadırlarıyla epeyce yürüyen olduğunu da gördük, ya kısmet deyip kamp yapanlar hala var sanırım 🙂

Burgazada’da Yeme İçme:

Ergün Pastanesi

Adaya ilk indiğiniz anda karşınıza Ergün Pastanesi çıkıyor. Adanın eski yapılarından birinde bulunan pastanenin Milföy pastaları oldukça ünlü, ama ben nedense sürekli zeytinyağlı yemek için kullandım burayı 🙂 Dipnot: Tek kötü tarafı kimse bahsetmemiş olsa da bence faytonların ana durağına yakın olduğundan koku olması. Bir süre oturunca alışılıyor ama biraz rahatsız edici.

Burgazada Öğretmenevi

Adayı gezerken Gönüllü Caddesi üzerinde bulunan Burgazada Öğretmenevi‘ni bir çay molası için kullanabilirsiniz. Mimari olarak tam bir eski Burgaz yalısı olan mekanın manzarası da oldukça doyurucu.

Ben özellikle yürüyüş sırasında çay-soda eşliğinde kitap okumak için kullandım burayı. Çay bahçesinden hallice bir ortamı var, hizmet olarak çok beklentiye girmeyin 🙂 Ama bahçesi, manzarası ve havadarlığıyla uğranmayı hak eden bir yer.

Peyote Cennet Bahçesi

Yine Gönüllü Caddesi üzerinde biraz daha ilerlediğinizde karşınıza çıkan ve bira-patates için birebir bir mekan ise Peyote Cennet Bahçesi. Tavuklar falan olan bahçesi oldukça keyifli, kediye ise dikkat, tırmalıyormuş 🙂 Önünde armut koltukların olduğu mini bir konser alanı da olan mekanda canlı müzik yapıldığını düşünüyorum ama tecrübe edemedim, kenara bunu da yazdım.

Pyrgos Otel&Restoran

Burgaz’da ne içilir diye sorarsanız herkesin cevabı bellidir: Rakı içilir 🙂

Rakı-meze-balık olayına girmek için birinci seçenek Pyrgos Otel&Restoran‘ın bahçesi. Bizim tercihimiz biraz da otelde konakladığımız için bu yönde oldu. Bahçesinin açık ve kapalı alanlarda masaları bulunuyor. Deniz kenarında renkli sandalyelerden oluşan oldukça keyifli bir kısmı da var. Hele bir de Rum ezgileri eşliğinde oturuyorsunuz ki, tadından yenmez. Şarkıları biz bol bol Shazam’ladık. Restoranın biraz fiyatlı olduğunu söylemek gerekli tabi. (Bu aralar ne fiyatlı değil ki!)

Daha uygun ve iskeleye oldukça yakın olan bir diğer seçenek de Yasemin Restoran. Deniz kenarında oldukça keyifli bir ortamı var. Ben henüz tecrübe etmedim ama arkadaşlarım arasında sıklıkla gidilen favori bir mekan 🙂

Four Letter Word Coffee

Son zamanlarda moda olan 3. nesil kahveci muhabbetine girmek isterseniz de Four Letter Word çok tatlış bir kahveci. Fiyatı bana biraz yüksek geldi açıkcası, hani bir Sturbucks’ın iki katı kadarcık. Ama hemen karşısında iki çok güzel ada evi var, ortam ambiyans falan güzel, kahve de çok lezzetli. Değer mi derseniz, bence kahve-kitap-ambiyans üçlüsünü karşılayan bir yer olduğundan, değer. Hayata bir kez geliyoruz di mi.

Bonus: Yine aynı bölgedeki sıcacık bir sokakta bulunan Indos Bar‘a fırsat bulunca uğrayabilirsiniz. Benim girip oturacak vaktim olmasa da, dışarıdan oldukça hoş bir ortamı vardı.

Keyifli gezmeler, mutlulukla kalın!

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s