Burgazada ile adı özdeşleşen yazarımız elbette Sait Faik Abasıyanık. Prens Adaları’nın en yeşili ve en samimisi olan Burgazada’ya yolunuz düşerse, vapurdan indiğiniz anda hemen karşınızda yazarın bir heykeli ile karşılaşırsınız. Adada ilk olarak Sait Faik selamlar sizleri.
Peki Sait Faik ile Burgazada’nın özdeşleşmesinin nedeni ne diye soracak olursak, elbette yazarın bu adada uzunca bir dönem yaşamış ve eserlerinin bir kısmını burada kaleme almış olmasının büyük etkisi var. Yazarın ailesine ait olan ve yazarın da bir dönem yaşadığı konak ise günümüzde müze olarak ziyarete açık.
Sait Faik’in hikayelerini okuduysanız deniz, mavi, sandal ve ada temaları hikayelerine çok hakimdir. Şahmerdan’daki bir hikayesinde Burgazada’dan Kaşık Adası’na sandalla giden arkadaşların hikayesi anlatılır örneğin.
Sait Faik ve Burgazada
Sait Faik’in hayatına baktığımızda farklı şehirlerde geçen, bir şehirden başka bir şehre atlayan, eğitim hayatının kesintilere uğradığı ve yazarın edebi kimliğini bulmaya çalıştığı kesitler var. Yazar Adapazarı’nda doğar ve ilköğretim hayatı Adapazarı’nda geçer. Lise eğitimi için aile İstanbul’a gelir, ancak Sait Faik okuldan atılır ve liseyi Bursa Erkek Lisesi’nde tamamlar.
Liseyi bitirdikten sonra İstanbul Edebiyat Fakültesi’ne iki sene devam eden Sait Faik, daha sonra okuldan ayrılır. Babasının isteği üzerine İsviçre’nin Lozan kentine iktisat okumaya gider, ancak bu şehirde çok kalmaz ve Fransa’nın Grenoble şehrine geçer. Grenoble’da bir süre yaşayıp eğitim gördükten sonra tekrar İstanbul’a döner.
Daha sonra kaleme alacağı hikayelerinde çocukluk ve lise hayatının geçtiği Adapazarı ve Bursa’dan, daha sonra yerleştiği İstanbul’dan, yurtdışındaki yaşamından kesitler vardır.
İstanbul’a döndükten sonra Türkçe öğretmenliği ve babasının ortak olduğu bir dükkanı çalıştırması da kısa sürer ve yazmaya ağırlık verir. Bu dönemde babası Şişli’de bir apartman, bir süre sonra ise Burgazada Çayır Sokak’daki köşkü satın alır.
1938 yılında aile köşke yerleşir, ancak babası ağır bir hastalığa yakalanarak vefat eder. Babasının ölümünden sonra Sait Faik, kış aylarında Nişantaşı’ndaki apartmanda, yaz aylarında ise Burgazada’daki köşkte yaşamaya başlar. Yazar 1945 yılında siroza yakalanır, hastalığının kötüye gitmesi üzerine 1954 yılında aramızdan ayrılana kadar da bu köşkte yaşar ve vaktinin çoğunu burada geçirir.
Sait Faik Abasıyanık Müzesi
Yazarın Burgazada’da yaşadığı Çayır Sokak’daki bu köşk 1959 yılında annesinin isteği üzerine Sait Faik Abasıyanık Müzesi olarak ziyarete açılır. Yazarın yaşamına tanıklık etmiş eşyalar, fotoğraflar ve belgeler bulunur müzede. 1964 yılından itibaren ise müze, Darüşşafaka Cemiyeti tarafından yönetilmektedir.
Müzeye adım attığımda ve bir bir odaları gezdiğimde hissettiğim şey naif bir hüzün oldu. Darüşşafaka Cemiyeti sorumluluğundaki müzenin girişinde kart, kitap gibi ufak bir satış alanı var. Burada aldıklarınız Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağış olarak iletiliyor. Ben birkaç kartpostal alarak anı olarak saklamak istedim.
Müze Hakkında Genel Bilgiler
Müze girişinde kat planını ve odaları gösteren bir tablo, ve müzenin tanıtımını içeren bir broşür bulunuyor. Flaşsız fotoğraf çekilebiliyor. Kat planının resmini çekerek ziyaretiniz sırasında kullanabilirsiniz.
Burgazada’ya yolunuz düştüğünde müzeyi ziyaret edebilirsiniz. Müze Pazartesi, Salı günleri ve resmi tatillerde kapalı. Diğer günlerde 10:30 – 16:45 arasında ziyarete açık.
Müze girişi ücretsiz.
Güncel duyuru ve haberleri takip etmek için müze resmi internet sitesi:
Keyifli seyahatler!
Kitap ve Seyahat 