Yaklaşık iki aydır evdeyiz, evde kalıyoruz. Hayat eve gerçekten sığıyor mu, başta sığıyorsa da iki aydan sonra hala sığmaya devam ediyor mu gibi deli sorular aklıma takılmaya başladı 🙂 Bu süreçte evden çalışabilen şanslı grup arasında olsam da; tüm hayat düzeninin bir anda değişmesi, dışarıda oldukça sıradan ve olağan gelen birçok imkandan artık mahrum oluşumuz oldukça sarsıcı tabii ki. Hepimiz bir zamanlar izlediğimiz dünyanın sonu filmlerinden birinin içinde yaşamaya başladık sanki 🙂
Neredeyse tüm mekanlar önlem olarak kapatıldı, okullar uzaktan eğitim veriyor, çoğu firma çalışanlarına home office seçeneği sunuyor, alışveriş yüksek oranda online’a döndü, dışarıda maskesiz dolaşmak ise sanki hayal gibi geliyor. Seyahatler bir sonraki bahara kaldı(diyelim inşallah).
Virüsün hayatımızı kökten etkilediği bir gerçek, evde kaldığımız bu günlerde daha fazla kafayı yemek isterseniz en sevdiğim dünyanın sonu filmlerini alfabetik olarak sıraladım😂 Daha virüs yokken bile bu tarz apokaliptik filmleri izlemeyi seviyorduk, böyle bir liste yapmak hep aklımdaydı, bu zamana kısmetmiş 🙂 Aralarında Contagion tabii ki yok, onu izlemeyi yüreğim kaldırmadı🤭
Aralarında sizin de çok sevdiğiniz, bu listede yok ama bunu da izle, kesin kafayı yersin diyecekleriniz varsa yorumlara bekliyorum😅
2012
Yayınlandığı Yıl: 2009
IMDB Puanı: 5,8/10
2012 yaklaştığında kıyamet senaryoları etrafta yayılmaya başlamıştı, çünkü Maya takvimi 2012 yılında bitiyordu ve bu bir anlama gelmeliydi. Acaba 8 sene ile ıskaladılar mı diye düşünmeden edemiyor insan 😀
2012 bizim döndürüp döndürüp izlediğimiz bir filmdir, harika bir kurgu, harika oyunculuklar mı, belki değil, ki puanından da anlayacağınız üzere insanların çok yüksek notlamadıkları bir film. Ama kafanızı yormadan, güzel bir macera, güzel bir son, patlamış mısırınızı çatır çatır yiyerek heyecanla izleyeceğiniz bir film. Ailemizin ne zaman denk gelse izlerim dediği filmlerden 😀 Kaç kez izledim açıkçası hatırlamıyorum, ama hiçbirinde sıkılmadığımı biliyorum 🙂
Edge of Tomorrow
Yayınlandığı Yıl: 2014
IMDB Puanı: 7,9/10
Bu film bir harika dostum! Tom Cruise ve Emily Blunt’ın başrollerini paylaştığı filmin konusunu söylediğim anda spoiler’a gireceği için hiç anlatmazsam daha iyi, sadece “Live, Die, Repeat” diyebilirim 🙂 Uzaylı istilasına farklı bir kurgu ile yaklaşan, heyecanı yüksek, biraz da kafa yakan bir film.
Filmi ikinci ya da üçüncü (bu filmi de kaç kez izlediğimi hatırlamıyorum sanırım :D) kez izlediğimizde II. Dünya Savaşı’na göndermeler gibi olduğunu düşündüğümüz benzerlikler fark ettik. Daha çok alegori gibi aslında. Tüm Avrupa’nın düşmüş olması, Normandiya çıkarmasına benzer şekilde Fransa’daki bir sahilden yapılan çıkarma girişimi gibi. Belki biz çok belgesel izlemişiz de benzetmişizdir bilemiyorum 🙂
I am Legend (iki farklı son ile – with alternative ending)
Yayınlandığı Yıl: 2007
IMDB Puanı: 7,2/10
Will Smith’in filmin büyük kısmında tek başına harikalar yarattığı, köpeği Sam ile birlikte dünyadaki tek başına kalan bir bilim adamı olan Robert Neville’i canlandırdığı filmdeki zombiler geceleri coşan cinsten. Gündüzleri sıkıntı yok gibi görünse de, karanlık yerlere girmek ölüm getirebilir. Sam ile sizin de duygusal bağ kuracağınız filmin sanırım en duygusal sahnesi Robert ve Sam’in dostluğu üzerine.
Bu filmi ilk kez izledikten sonra bir arkadaş ortamında tekrar izlemiştik, bir yerden sonra film başka bir akışta devam etmeye başladı. N’oluyor, başka filme mi atladık derken, anladık ki film iki alternatif son ile çekilmiş, diğer sona denk gelmişiz 🙂 Bu şekilde izlediğim yegane filmdir kendisi. İki sonun da kendine has güzel yanları var, karar vermekte biraz zorlanıyr insan 😉
Lorax (animasyon)
Yayınlandığı Yıl: 2012
IMDB Puanı: 6,4/10
Lorax’ı çok uzun zaman önce, yayınladıktan ise kısa bir zaman sonra izlemiştim. Lorax doğanın katliamına göz yumulmasının, ağaçların fütursuzca kesilmesinin ve yerine çılgınca yapılaşmaya izin verilmesinin sonuçlarının neler olabileceğini bir animasyon gözünden bizlere anlatıyor. Çizgi film görünümlü bir eleştiri filmi bu açıdan, ve verdiği mesaj oldukça sarsıcı. Wall-E’deki ayakkabı içinde yeşeren bitkiyi nasıl son güçlerine kadar koruyorlarsa, işte burada da son kalan ağaç tohumlarını nasıl koruduklarını görüyoruz. Solunan havanın evlere damacanalarda su satar gibi satıldığı, ağaçların tamamen sentetik olduğu şehrimizde başlayan bu macerayı mutlaka izlemenizi öneririm!
Oblivion
Yayınlandığı Yıl: 2013
IMDB Puanı: 7,0/10
Tom Cruise ve Dünyanın Sonu Filmleri gerçekten hoş bir kombinasyon 🙂 Listedeki ikinci Tom Cruise filmi olan Oblivion tam bir ters köşe yapmalık film. Uzaylı birliği olan Scav’larla yaşanan uzun savaştan sonra sağ kalan tüm insanlığın bir uzay gemisinde yaşadığı ve dünyadan ayrılmadan önce dünyada kalan son kaynakları da toparlama görevindeki iki kişiden biri olan Jack (Tom Cruise) görevi hakkında şüphelere düşmeye başlar. Kelime anlamı “Unutulma” olan “Oblivion” filminin, adını nereden aldığını filmin ilerleyen sürecinde bir aydınlanma yaşayarak anlıyorsunuz. Bu arada Morgan Freeman da apayrı bir köşede duruyor bu filmde, harika oyunculuğuyla.
Wall-E (animasyon)
Yayınlandığı Yıl: 2008
IMDB Puanı: 8,4/10
Wall-E ve Eva en sevdiğim çizgi film karakterleri arasındadır. İnsanlar dünyadan ayrılmış ve bir uzay gemisinde yaşamaktadır, Wall-E ise dünyada gezip kendisine malzemeler toplayıp biriktirir. Bir anda bembeyaz bir robot belirir semada, bahsettiğimiz kişi Eva’dır 😀 Karantinadan çıktığımızda Wall-E’deki uzay gemisindeki yuvarlak insanlara benzeyeceğiz, yürümeyi bile unutacağız diye takılıp duruyoruz birbirimize 😀
Wall-E dünyaya değer vermediğimizde ne hale gelebileceğimizi gösteren, ama bir tohumdan da ne kadar umut yeşerebileceğini anlatan harikulade bir yapımdır.
IMDB puanından da anlaşılacağı üzere yetişkinlerin en sevdiği animasyonlar arasındadır Wall-E, ve hak ettiği yerdedir!
World War Z
Yayınlandığı Yıl: 2013
IMDB Puanı: 7,0/10
World War Z benim için deli gibi koşan zombi demektir, ama böyle akın akın sürüler halinde. Öyle Walkind Dead’deki sümsük zombiler gibi değil, Usain Bolt gibi koşan zombiler! O açıdan filmdeki tempo hiç düşmez, böyle izlerken nefesinizi tutmuş bulursunuz kendinizi. Zombi filmi sevenler için mutlaka izlenecekler arasında bu açıdan.
Filmde bir sahne var, kaos oluştuğu anda insanlar marketlere ve eczaneler koşuyorlar, evde kalan insanlar da bozulmasın diye evdeki tüm yiyecek malzemelerini pişiriyorlar. Kaos ortamının insan üzerindeki etkisi hep benzer oluyor demek ki..
The Day After Tomorrow
Yayınlandığı Yıl: 2004
IMDB Puanı: 6,4/10
Eski yapım bir film olsa da, iklim değişikliği ile ilgili yapılmış en iyi filmlerden bence. İzleyip yürek hoplatmalık. Nitekim filmde o dönem bahsedilen ani ve iri dolu yağışlarını görünce, İstanbul’da yakın zamanda yaşadığımız ve camları, bina dışlarını, arabaları haşat eden dolu geliyor aklıma.
Kütüphaneye sığınan topluluğun kitaplarla ilgili sohbetlerinin de oldukça keyifli olduğu film, 2012’den sonra iklim değişikliği ile ilgili en sevdiğimiz filmlerden!
Burada Dennis Quaid başrolde oynuyor ve iklimbilimci bir baba rolünde, oğlu ise farklı bir şehirde mahsur kalıyor. Oğlunu ise Jake Gyllenhaal oynuyor, kendisi bizim için her zaman “Source Code’daki çocuk” tur 😀 Dünyanın sonu filmi olmasa da Source Code da çok güzeldir, lafı gelmişken onu da sıkıştırmış olayım 😀
War of the Worlds
Yayınlandığı Yıl: 2005
IMDB Puanı: 6,5/10
“Dünyalar Savaşı” H.G.Wells’in 1898’de yayınlanan ve bilim kurgu edebiyatında uzaylı istilası konusunda yazılmış romanlar arasında büyük bir yere sahip olan eseri. Romanda normalde İngiltere’de geçen olaylar, Hollywood sinemasında tabii ki Amerika’da geçer hale döndürülmüş 😀 Kitabını okurken “bunun filmini yaparlarsa kesin Amerika’da geçer” demiştim, nitekim yapmışlar ve Amerika’da geçiyor 😀 Dizi versiyonu da var sanırım İngiltere’de geçen, ama onu izleme fırsatım olmadı.
Üçüncü kez daha Tom Cruise’un yer aldığı Dünyanın Sonu Filmlerinde Tom Cruise’a biraz torpil geçmiş olabilirim 😀
Sosyal mesafenin devam ettiği, henüz evde kalmaya devam ettiğimiz bu süreçte herkese sağlıklı günler diliyorum. Umarım tüm dünya ulusları olarak bu zor günleri en az hasarla atlatabiliriz.
Keyifli seyirler!
Kitap ve Seyahat 
benim oyum da direkt 2012 filmine 🙂
BeğenBeğen