
- Yazar: Ursula K. Le Guin
- Yayınlandığı Yıl: 1966
- Yayınevi: İthaki Yayınları (2016)
- Sayfa: 142
- Mekan: Sürgün Gezegeni
- Özgün Adı: Planet of Exile
Ba-yıl-dım! Uzun zamandır Ursula K. Le Guin okumak istiyordum, okumak için geç kaldığım bir yazar olduğunun farkındaydım. Ama bu kadar seveceğimi düşünmemiştim! Özlediğim fantastik bilim kurgu ile tekrar kucaklaştım! Son dönemde distopya ve saf bilim kurgu türünde eserler karşıma çıkmıştı ama “Sürgün Gezegeni” daha en başından itibaren tam aradığım tarzda bir hikaye oldu! Hiç sıkılmadan ve çok kısa sürede bitirdim, sanırım aynı evrende geçen diğer hikayelerini de sipariş vereceğim kısa zaman içinde.
- Sürgün Gezegeni yazarın “Hainish Cycle” ya da “Hain Evreni” olarak geçen sekiz romandan oluşan serisine dahil bir eser.
- Kitapların belirli bir sıralaması yok, karışık okunabiliyor. Nitekim ben de serinin ikinci kitabı olan “Sürgün Gezegeni” ile bu evrene adım atmışım🙂
- Kitapta farklı bir gezegenden gelen ve yaşadıkları gezegenin “öteki”leri olan Alterralılar ile gezegenin “yerli”leri olan Tevarlılar arasındaki hikayeyi okuyoruz.
- Her mevsimin 15 dünya yılı sürdüğü bu gezegende, her aydönümü 400 gün, her Yıl ise 60 aydönümünden oluşuyor. (Bu gezegendeki bir Yıl, bizim algımızla yaklaşık 60 yıl sürüyor denebilir.) Her mevsim oldukça uzun anlayacağınız🙂 O yüzden yaklaşan uzun kışa hazırlık yapıyor tüm halklar.
- Uzun kış öncesinde Alterralı ve Tevarlıların mücadele etmesi gereken bir de Kuzeyli Gaal yabanileri var, ve her uzun kış öncesi daha sıcak topraklara, güney göçüne çıkıyor Gaal birlikleri. Göç sırasında da önlerine gelenlere saldırarak.
Kitabı okuduğum anda aklımda ilk çakan düşünce Game of Thrones’un kitaptaki bazı fikirlerden esinlenmiş (araklamış da diyebiliriz) olabileceği oldu, ki birçok kişi de fark etmiş bunu. Uzun kışın beklenmesi(winter is coming), kuzeyden gelen Gaal yabani birlikleri(wildlings), her soyevinin kendi soyuna özgü amblemini tuniğinin yakasına takması(Lannisterlar, Starklar vs) ve beyaz karyabani yaratıkların insanları avlaması (white walkers) benim fark ettiklerim oldu. Game of Thrones seven biri olarak kitabı çok sevmiş olmam tesadüf değil sanırım 🙂
Ama bu konuda ne diyor Ursula K. Le Guin’de bir röportajında: “Bilimkurgu yazarları birbirlerinden hiç fikir çalar mı?” (Cvp.: Mütemadiyen.) Nitekim bilimkurgu dünyasında “esinlenme” olayının oldukça fazla olduğu sanırım bir gerçek.
Sürgün Gezegeni’ne dönecek olursak fantastik bilimkurgu hikayesinin ardında gizlenen toplumsal mesajlar olduğu da çok açık. Örneğin Tevarlıların muhafazakar ve “ötekiler” diyebileceğimiz “Alterralılar”dan hoşlanmayan, gelişime ve ilerlemeye kapalı bir toplum oluşlarına yapılan atıflar bulabiliyorsunuz satır aralarında. Ortak bir sorun olan “Gaal”lere karşı iki farklı karakterdeki toplumun bir araya gelmesinin/gelememesinin yaratacağı sonuçların neler olduğunu okuyoruz sonra. Farklılıklara karşı toplumların nasıl tutumlar izleyebildiğine dair gözlemler bütünü gibi bu anlamda “Sürgün Gezegeni”ndeki örnek yaşam.
Oldukça keyifle ve bir çırpıda okuduğum bir kitap oldu Sürgün Gezegeni. Ursula K. Le Guin’in fantastik dünyasına ilk kez girdiğim kitap aynı zamanda. Kitabın yine yazarın kendisi tarafından yazılmış önsözünde de yazara ait tarzın ve düşünce biçiminin kısa bir anlatımını bulabiliyorsunuz.
Tatmin duygusunu bir ideale hizmet uğruna kurban etmek bir şeydir; bir ideolojiye hizmet uğruna açık düşünme ve dürüst hisleri bastırmak başka bir şey. Bir ideoloji ancak ve ancak düşünce ve hislerin berraklığını ve dürüstlüğünü yoğunlaştırmak için kullanıldığında değerlidir. – Sy.11 (Önsöz)
Açık düşünme ve dürüst hislerimizi hiç bir zaman bastırmamak dileklerimle.
Keyifli okumalar!
“Sürgün Gezegeni – Ursula K. Le Guin” için bir yorum