fantastik roman, KİTAP

Yanılsamalar Kenti – Ursula K. Le Guin

  • Yazar / Yayım Yılı / Özgün Adı: Ursula K. Le Guin / 1967 / City of İllusions
  • Yayınevi / Tür: İmge Kitabevi / Bilimkurgu-Fantastik Roman
  • Sayfa Sayısı: 207
  • Mekan: Dünya – Terra (Uzak Gelecek)

“Yanılsamalar Kenti” gerçeğe, yanılsamaya, düşlere, aldanışlara, yalana ve doğruya dair gerçeküstü bir roman. Ursula K. Le Guin’in “Hainli Döngüsü-Hainish Cycle” adı verilen sekiz roman ve yan hikayelerden oluşan fantastik evreninde geçen üçüncü romanı. Bu evreni ilk keşfettiğimde aşırı mutlu olmuştum, çünkü Tolkien’in “Orta Dünya”sından sonra sevebileceğim yeni bir fantastik evrenle karşılaşmak beni çok heyecanlandırmıştı. Aynı heyecanla seriyi okumaya devam ediyorum.

Kitap daha önceki baskılarında “Hayaller Şehri” olarak basılmış. Ancak İmge Kitabevi’nden Meltem Tayga’nın çevirisiyle çıkarılan yeni baskıdaki ismi “Yanılsamalar Kenti”.

Hainish Cycle ya da diğer adıyla Hainli Döngüsü’nün diğer fantastik serilere göre farkı, kitapların kronolojik bir sırayla ilerlememesi. Yani seriyi aslında istediğiniz sırayla dahi okuyabilirsiniz. Aynı evrende geçen farklı hikayeler şeklinde geçiyor kitapların kurgusu. Ancak yine de önerilen bir sıralama mevcut.

Goodreads ve Wikipedia’da yer alan okuma sırası önerisini aşağıda bulabilirsiniz, kitaplar hakkındaki blog yazılarıma linke tıklayarak ulaşabilirsiniz:

“Yanılsamalar Kenti” kitabının ana konusuna gelecek olursak kitap, gezegendeki yaşayan tüm insanlardan farklı olan bir yabancının hafızasından geriye hiçbir kırıntı kalmamışken geçmişini, varoluşunu, başına gelen herşeyin gizemini araması ve bu arayış için uzun bir yolculuk ve maceraya çıkmasını anlatıyor. Bu hikayenin altmetninde ise toplumların nasıl manipüle edilebileceği, gerçeğin gizlenerek tamamen suni bir senaryoyla aldatılabileceği ve bir korku imparatorluğuna dönüşümü ustalıkla anlatıyor.

Ümit, güvenden daha önemsiz, ama yakalaması daha zor bir şeydir. İyi bir mevsimde insan yaşama güvenir ama kötü bir mevsimde ümitleriyle baş başadır. Aslında ikisinin de özü aynıdır! Onlar bir insanın başka insanlarla, dünyayla ve zamanla kurduğu ilişkinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bir insan güven olmadan yaşayabilir; ama bu insanca bir yaşam değildir; ümit olmazsa insan ölür. – Sy.164

“Yanılsamalar Kenti” uzak ve bilinmeyen bir gelecekte Dünya üzerinde geçiyor. Bildiğimiz haliyle “Dünya” gezegeni Hainish Cyle içerisindeki bir gezegen, diğer adı ise “Terra”. 1200 yıl önce olan büyük bir savaş ve ardından gelen yıkımla birlikte Dünya toplulukları oldukça ilkel koşullarda, birbirinden kopuk küçük gruplar halinde yaşıyorlar. İlkel olmanın ötesine geçmelerine engel olan ve tüm Dünya’ya hakim olan bir inanış var: Shinglerin (kimsenin görmediği ve tam olarak ne olduklarını bilmedikleri Dünya hükümdarları) gelerek, gelişmeye çalışan toplulukları yok edecek olması tehdidi. Bu sebeple büyük savaştan geriye kalan az sayıda insan toplumu, olabilecek en basit halde yaşamlarını 1200 yıldır sürdürmeye devam ediyor. Teknolojiden, iletişimden ve her türlü gelişimden uzak bir şekilde..

Hikayemiz Kuzey Amerika’da ormanın içerisinden çıkan, bilinçten ve hafızadan tamamen yoksun olan bir kişinin gezegenin yerlileri tarafından bulunması ile başlıyor. Dünya üzerinde yaşayan herkesten farklı sarı renkli ve kedi gözlerine benzer çizgi halindeki gözleriyle dikkat çeken bu yabancı, yerliler tarafından adeta bir çocuk gibi en baştan eğitilmeye başlıyor. Konuşmayı, dünyayı ve yerlilerin yaşayış biçimlerini öğreniyor.

Altı yıllık birlikte yaşamdan sonra yerlilerin adına Falk ismini verdikleri bu kişi, varoluşsal bir sorgulama ile kendi özünü ve gerçekte ne olduğunu bulabilmeyi umarak uzunca bir yolculuğa çıkıyor. Shinglerin kenti olarak anılan Es Toch, bizim öğreneceğimiz adıyla “Yanılsamalar Kenti” ne doğru maceralı bir yolculuk başlıyor. Hiç tanımadığı bir gezegende, sadece altı yıla ait hafızası olan ve ormanda uyandığı günden öncesi hakkında hiçbir fikri olmayan Falk, nasıl bir belirsizliğe ve bu belirsizliğin çözüleceğine dair umuda doğru yürüyorsa biz de aynı merakla çeviriyoruz sayfaları.

İnsanlar neden artık dünyalarını görmek için yolculuk yapmıyorlardı? – Sy.66

“Yanılsamalar Kenti” bu anlamda biraz sabır gerektiren bir kitap, çünkü neredeyse 120. sayfalar civarına kadar soru işaretleri ve hikayenin nereye bağlanacağının merakı ile geçiyor. Kitabın sabır gerektiren kısmı da tam olarak Falk’ın çıktığı bu yolculuğun kendisi. Yol üzerinde birçok farklı durumla karşılaşan Falk bu gizemli seyahatinin sonunda Es Toch şehrine ulaştığında kafasındaki soru işaretlerine yanıt bulup bulamayacağını anlamaya çalışıyor. Hikayenin bu noktasına kadar yerli halk da, bu sebeple bizler de henüz hiç Shing görmemiş olarak Shingler’in ne ve kim oldukları hakkında pek bir fikre sahip değiliz.. Gizem yavaş yavaş çözülmeye başlıyor..

Kitabın son 80 sayfası bu anlamda oldukça sürükleyici ve hızlı ilerliyor. Falk’ın kafasındaki soruların yanıt bulması ve biz okuyucuların derin aydınlanmaları ile geçiyor! Bu noktadan sonra hikaye öyle bir bütünlük kazanıyor ki uzun bekleyişe değiyor.. Kitap kapanışı yaparken “Sürgün Gezegeni”ndeki hikaye ile bağlantı kuruyor. Bu açıdan tavsiye edilen okuma sırasına sadık kalmanın kesinlikle faydasını gördüm.

Evrendeki kitap sırasında “Karanlığın Sol Eli” var. Yeni bir hikayeye ve Hain Evrenini daha fazla keşfetmeye devam!

Keyifli okumalar!

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s