KİTAP, TÜRK EDEBİYATI KLASİKLERİ

Zehra – Nabizade Nazım

  • Yazar: Nabizade Nazım
  • İlk Kez Yayınlandığı Yıl: 1896
  • Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları (2019)
  • Sayfa: 129
  • Mekan: İstanbul

Ahh Zehra, intikam için o kadar uğraştın da eline ne geçti Zehra…

Nabizade Nazım’ın “Zehra”sı tam anlamıyla aşk, intikam ve entrika üçgeninde geçen bir roman. Aşırı kıskanç bir kadın olan Zehra’nın, kıskançlığı sonucu başına gelenleri ve bunların neticesinde gözünü kin ve intikam bürümesi sonucu olayların çok daha feci şekilde ilerlemesini okuyoruz romanda. Kötü enerjinin daha çok kötü enerji getireceğine inanırım, nitekim kin ve intikam da Zehra’ya birşey kazandırmak bir yana, daha fazla üzülmesine ve acı çekmesine sebep olmaktan başka bir işe yaramıyor maalesef..

İntikamındaki maksadı gerçekleşememiş, yok yere kendisinin felaket ve üzüntü sebebi olmuştu. – Sy.128

Nabizade Nazım ne yazık ki genç yaşta vefat etmiş bir yazarımız. “Zehra” kitabının başlangıcında, arkadaşı Mahmut Sadık’ın yazar hakkındaki yorumları gerçekten çok duygu yüklü.

Yazar “Zehra” kitabını yayınlayamadan henüz 31 yaşında vefat etmeden önce, romanın müsveddelerini Mahmut Sadık’a verir. Roman daha sonra okunmak üzere hatırı kırılamayan bir arkadaşa verilir ancak uzun süre geri gönderilmez. Nihayet tekrar geri alınan roman, Servet-i Fünun dergisinde tefrika halinde yayınlanabilir. (Her hafta bölüm bölüm olmak üzere)

Eser “gerçekçi” özelliğiyle ön plana çıkıyor. Nitekim İstanbul’un o dönem sandal sefaları, tiyatro hayatı, tulumbacıların dünyası, yalı hayatı adeta içinde yaşayan bir insanın gözlerinden yansıtılıyor. Benim en çok dikkatimi çeken kısımlar, Zehra ve Suphi’nin evliliklerinin ilk kısmını yaşadıkları yalı hayatı ile Suphi ve Ürani’nin katıldıkları tiyatro cemiyetleri oldu. Bu kısımlar öyle gerçekçi anlatılmıştı ki İstanbul’un o günleri adeta gözünüzde canlanıyor, ve bir zaman tünelinden geçerek İstanbul’un o günlerini göresiniz geliyor. Bazı tarihi binalarımızı ve semtlerin nostaljik yapılarını koruyamamış oluşumuz ise insanın içini acıtıyor.

Biraz hüzünlü bir kitap olsa da çok kısa zamanda okunabilecek, hızlı giden bir kitap. Türk Edebiyatının ilk psikolojik roman denemesi olarak kabul edilmesi sebebiyle, edebiyatımızdaki önemli bir döneme izini bırakmış bir kitabı okumuş olmak ise ayrı bir zevk. Romandaki tüm karakterler; Zehra, Suphi, Sırrıcemal, Ürani… Hepsinin bakış açısı, iç hezeyanları, istek ve arzuları, yıkılışları oldukça gerçekçi anlatılmış. Sonunu merak ettiğiniz bir film gibi, karakterlerin her adımını okuyarak merak ederek hikayenin sonuna ulaşıyoruz.

İntikam, intikam. “Lakin biçare kadın! Nasıl yapacaksın? Elinden ne gelir?” Ne mi gelir?..Bir kadının elinden her şey gelir.

Keyifli okumalar!

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s