
- Yazar / Yayım Yılı : Nabizade Nazım / 1890
- Yayınevi / Tür : Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları (2020) / Köy Romanı
- Sayfa Sayısı: 31
- Mekan: Beymelek Köyü / Kaş / Antalya
Karabibik, Türk Edebiyat tarihinde gerçekçilik ve natüralizm akımının, köy romanının başarılı ilk örneği olarak kabul ediliyor. Nabizade Nazım, bu eseri ordu emri ile Kaş’da görev yaptığı sırada kurgular. Ve kendi yazdığı önsözünde “Henüz gerçekçi bir roman okumadıysanız işte size bir tane ben takdim edeyim.” diyerek söze başlar. Aydınlar arasında romantizm-realizm tartışmalarının yaşandığı döneme denk gelmesi ve köy yaşantısını anlatan ilk roman olması anlamında da, “Karabibik” bir kilometre taşı kabul edilir.
Kitabın konusu genel anlamda köy hayatından kısa bir kesit. Karabibik, sekiz dönüm toprağa sahip, geçimini bu topraktan kazanan, eşini genç yaşta kaybetmiş ve kızıyla yaşayan bir köylüdür. En büyük hayali ise bir çift öküze sahip olmaktır. Hikaye ilerledikçe bir köy evinin somut bir tasvirini, köylüler arasındaki diyalogları, geçim derdini, o dönemde ticaretle uğraşan gayrimüslim topluluğun köy yaşantısını, okumamışlıktan ileri gelen zorlukların köylüde yarattığı duyguları, çiftçiliğin günlük dertlerini okuma fırsatı buluruz.
Fakat hayallerinin ufku üzerinde bir karaltı peyda oldu: Para! – Sy. 7
Hikaye yalnızca 27 sayfa, ama bu okunması kolay anlamına gelmiyor🙂 Kaş yöresindeki Beymelek köyünde geçen uzun kikaye ya da kısa roman denebilecek eserde ağır bir köy şivesi var. Roman karakterlerinin ağzından yazılan eserdeki hem diyaloglar hem de düşüncelerde köy şivesi kullanılmış. Bu kullanım da aslında gerçekçiliği vurgulamak için yapılmış. Şiveyi anlamak biraz yorucu diyebilirim.
Eserin son sayfasında kitaptaki yöreye özgü kelimelere dair bir sözlük var, kitabı okumaya başlamadan önce bu sözlük gözden geçirilmeli. Ayrıca eserin geçtiği yöreye dair bir de harita var. Aynı şekilde okuma öncesi haritaya göz gezdirmekte de fayda var.
Karabibik’in dönem edebiyatını ve yaşantısını anlamak için okunması gereken bir roman olduğunu düşünüyorum. Elbette türünün ilk örneği olduğundan kurgu ve akıcılık konusunda beklenti yüksek tutulmamalı. Yöresel şive başta zorlasa da bir süre sonra alışılıyor.
Aah, hocalar gibi okuma bilmemek ne kadar fena! Mah, işte ne kadar borç vardır insan bilmez ki! Keşke kızanken mektebe gitseydi! O vaktin behrinde köyde hoca var mıydı ya! – Sy. 8
Nabizade Nazım’ın Karabibik ve Zehra gibi bilindik eserlerinin yanında daha birçok eser verebilecek kabiliyeti olmasına rağmen, 31 yaşında kemik vereminden kurtulamayarak hayatını kaybetmesi oldukça hüzünlüdür. Türk Edebiyatı tarihimizdeki bu gibi kıymetli yazarlarımızın ve eserlerinin daha çok tanınması için İş Bankası Kültür Yayınları’na ait Türk Edebiyatı Klasikleri Serisi’nin oldukça başarılı olduğunu düşünüyorum.
Keyifli okumalar!