EDİRNE, Genel, YURTİÇİ SEYAHAT

Edirne Gezi Rehberi – Avrupa’ya Açılan Kapımız Edirne

Biz İstanbul’da yaşayanların akıllarındaki en yakın rotalardan biridir Edirne. Bazen günübirlik bir gezi, bazen de bir ya da iki gecelik bir konaklama ile değerlendirenlerimiz olur, ki tarzınıza göre hepsi makbuldür 🙂

Ben çok uzun yıllar önce günübirlik bir ziyarette bulunmuştum Edirne’ye, hem üzerinden uzun zaman geçtiği için şehri artık anımsayamıyordum, hem de daha detaylı gezsem mi diye düşünüyordum.“Edirne’ye gidelim, hem Avrupa’ya gitmiş oluruz” diye şakalaşırken, gerçekten Edirne ile ilgili gezi planları yaparken buldum kendimi. Ve İstanbul’da karlı bir günde Edirne’ye doğru yola çıktık 🙂

Bu yazıdaki başlıklara aşağıdaki kısayollardan da ulaşabilirsiniz:

Edirne Genel Bilgiler:

Edirne ile ilgili ilk izlenimim Edirne’ye neden “müze şehir” dendiğini anlamamdı. Edirne Merkez’de adımlarken ya da şehri araçla gezerken her sokakta, her köşe başında bir tarihi yapı, bir cami, bir hamam, bir köprü, bir çeşme, bir anıt görmeniz mümkün. Şehri adeta bir ressam kahverengi rengine boyamış gibi bu yüzden. Bazı şehirlerin rengi vardır gibi hissedersiniz ya, benim için Edirne’nin rengi kahverengi 🙂

Diğer dikkat çeken özelliği ise elbette sınır şehri olması. Bunu şehre daha girerken gördüğünüz Yunanistan tabelalarından hissediyorsunuz. Kuzeyde Bulgaristan sınırındaki Kapıkule Sınır Kapısı ve güneyde Yunanistan sınırındaki İpsala Sınır Kapısı’na sahip olan Edirne, bu açıdan Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısı konumunda.

Şehir de bu özellikten nasibini almış, şehirdeki tabelalarda birden fazla dil seçeneği görmek çok olağan. Birçok dükkanda Yunanca, Bulgarca ve Türkçe yazılara rastlıyorsunuz.

Batıda Yunanistan ile doğal sınırımızı çizen Meriç Nehri ise şehrin kimliğine katkı sunan akarsulardan ilki, Tunca Nehri ile birlikte Meriç Nehri şehrin yapısı açısından oldukça önemli iki coğrafi oluşum.

Edirne’ye Nasıl Gidilir? – Edirne Ulaşım

Edirne’ye nereden geleceğinize bağlı olarak elbette ulaşım seçenekleri çeşitlenebilir. Ancak bizim gibi İstanbul’dan gelecekler için araçla ulaşmanın nispeten kolay bir güzergah olduğunu söyleyebilirim. 3-3,5 saat gibi bir sürede Edirne merkeze karayolu ile ulaşmak mümkün.

Karbey Dinlenme Tesisi tam yolun ortasında gibi kaldığından gidişte ve dönüşte mola olarak tercih etmiştik, yolculukta kahvesiz yapamam diyenler için tesiste Sturbucks olduğunu da ekleyebilirim:) (Edirne dönüşünde İstanbul’daki kar fırtınası sebebiyle bu tesisten daha ileri gidemeyip Silivri’de zorunlu mola verişimiz ise apayrı bir maceraydı 🙂 )

Edirne Gezisi için Kaç Gün Gerekli?

Edirne’deki gezilecek yerler oldukça derli toplu denebilir. Bu açıdan tercihe göre günübirlik bir gezide dahi birçok yere ulaşabilirsiniz.

Edirne’ye günübirlik gezi düzenleyen bir çok tur firması da mevcut, eğer yoldan kazanmak ve hızlı bir Edirne gezisi tercih etmek istenirse tur seçenekleri de denenebilir. (Bu konuda çok tecrübem olmadığını ekleyebilirim.)

Ancak daha serbest gezmek isterseniz bir ya da iki gece konaklamak elbette daha keyifli bir seçenek olacaktır. Biz gezimizde iki gece konaklayarak bir rota oluşturduk.

Edirne’de Nerede Kalınır? – Edirne Konaklama

Edirne’deki konaklama seçeneklerini Trivago, Otelz, Agoda gibi uygulamalar üzerinden araştırabilirsiniz. Bu uygulamalardan ücretsiz iptal seçenekli rezervasyon yapılabiliyor.

Ben de farklı uygulamalardan biraz araştırınca karşıma Alan Suites seçeneği çıkmıştı. Trakya Üniversitesi yerleşkesinin hemen yakınında yer alan Alan Suites’de birçok oda seçeneği mevcut. Tesis oldukça temiz, çalışanlar ilgili, odalar ise oldukça geniş ve kullanışlı. Biz aile odası tercih ettik ve genel anlamda oldukça rahat ettik diyebilirim. 2+1 şeklindeki odada küçük bir mutfak, oturma grubu ve masa-sandalye gibi ev konforu sağlayan seçenekler mevcuttu.

Konaklamanın yanısıra yemeklerine gelecek olursak açık büfe kahvaltısı oldukça zengin ve oda fiyatına dahil. Akşam yemeği için tercih etmek isterseniz otelin restoranı da bulunuyor. (Özellikle açık büfe kahvaltı sırasında covid önlemlerine oldukça dikkat edilen bir tesis olduğu da dikkatimi çekti. Elbette önlemlerde değişiklikler oldukça bu kısımda farklılıklar da olabilir.)

Otelin hemen önünde kendine ait otopark bulunuyor. Edirne şehir merkezine yaklaşık 3km mesafede bulunduğundan, merkezdeki gezilecek yerlere araçla ulaşmak gerekli.

Burada da dipnot olarak şunu belirtmekte fayda var, Edirne tarihi merkezin büyük bir kısmı araç trafiğine kapalı. Bu açıdan belli bir noktaya kadar giderek aracınızı otoparka bırakarak geziye devam etmek gerekiyor. Tarihi Rüstempaşa Kervansarayı arkasında kalan bölgede otopark seçenekleri mevcut.

Edirne’de Nereleri Gezmeli? – Edirne Gezilecek Yerler

Veee gelelim ana konumuz olan Edirne’de gezilecek yerlere. Edirne gezisi deyince, benim gözlemlediğim kadarıyla öne çıkan üç ana lokasyon bulunuyor:

  • Selimiye Camii ve çevresini içeren Edirne tarihi merkezi
  • Karaağaç bölgesi
  • II. Bayezid Külliyesi ve yakın çevresindeki Sarayiçi

Bu lokasyonlara kendi seyahat planınıza uygun şekilde bir rota belirleyebilirsiniz. Bizim genel anlamda rotamız ise aşağıdaki şekilde oluştu:

1. Gün – İstanbul-Edirne arası seyahat, otele yerleşme ve sonrasında Selimiye Cami, Üç Şerefeli Camii ve Eski Camii gibi yapılar ile Selimiye Arastası’nı gezerek şehre ısınma turu

2. Gün – Sabah otelde kahvaltı sonrası Karaağaç gezisi, ardından Sarayiçi bölgesine kısa bir ziyaret, peşinden hemen yakındaki II.Bayezid Külliyesi gezisi

3.Gün – Edirne Merkez’de bulunan ancak birbirine biraz uzak kaldığı için araçla gezdiğimiz Edirne Bulgar Kilisesi (Sweti George), Muradiye Cami ve Edirne Büyük Sinagog’u. Şehirden ayrılmadan önce Edirne Tarihi Merkez’e son bir ziyaret ve Selimiye Arastası’nda alışveriş, İstanbul’a dönüş yolculuğu

Google Maps Lokasyon Listesi:

Yazıda yer verdiğim rota üzerindeki tüm lokasyonların Google Map bilgilerine bu link üzerinden erişebilirsiniz.

Edirne Tarihi Camileri:

Edirne’ye geldiğinizde ayaklarınız sizi elbette ilk olarak Edirne Tarihi Merkez’e götürecek. Tarihi Merkez’de ise hemen dikkat çeken ve birbirine yürüme mesafesindeki üç tarihi cami mutlaka ziyaret edilecekler arasında: Selimiye Camii, Üç Şerefeli Camii, ve Eski Camii. Hatta bu camilerden yapısıyla (Selimiye Cami), kapısıyla (Üç Şerefeli Camii) ve yazısıyla (Eski Camii) ünlü camiler olarak bahsediliyor. Her birinin tarihin oldukça eskiye dayanması ve mimari özellikleri ile Edirne gezisinde akılda kalacak önemli yapılar.

Selimiye Camii: Edirne deyince ilk akla gelen yapı da kuşkusuz Mimar Sinan’ın “ustalık eserim” olarak sözünü ettiği Selimiye Camii. Hakkında birçok hikaye de bulunan Selimiye Camii, şehrin birçok noktasından görülebiliyor. Ancak özellikle yakınına geldiğinizde gerçekten heybetinden etkileniyorsunuz. Ocak 2022 itibarıyla hem camiinin içinde hem de dış çevresinde restorasyon ve düzenleme çalışmaları vardı. Dış alandaki düzenlemenin kısa süreceği ancak cami içindeki restorasyonun üç yıldan fazla süreceği tahmin ediliyormuş.

Selimiye Camii’ne gelmişken hemen yanındaki Tarihi Selimiye Arastası’na da alışveriş için uğranabilir. Kavala kurabiyesi, badem ezmesi ve lokum alışverişi için tercih edebileceğiniz Keçecizade, arasta içindeki dükkanlardan biri.

Üç Şerefeli (Burmalı) Camii: Saraçlar Caddesi’nden Hükümet Caddesi’ne doğru devam ettiğinizde karşınıza Üç Şerefeli Camii çıkıyor. Yanına geldiğinizde caminin ismini nereden aldığını hemen anlayabiliyorsunuz. Üç Şerefeli Camii her minaresideki motiflerin birbirinden farklı olmasıyla dikkat çekiyor. Adını ise en yüksek ve üç şerefesi olan minareden alıyor. Bir diğer minaresi ise sarmal şeklinde olduğundan camiye aynı zamanda Burmalı Camii de deniyor.

Eski Camii: Tarihi Merkez’deki camiler arasındaki en eski cami adı üstünde “Eski Cami”. Caminin en dikkat çeken özelliği iç duvarlarındaki ünlü hattatlara ait yazılar. Bu açıdan da cami içini ziyaret ettiğinizde oldukça farklı bir atmosferi olduğunu hissettiriyor.

Muradiye Camii: Muradiye Camii, Tarihi Merkez’deki üç camiden biraz daha uzakta kalsa da, konumu itibarıyla Edirne’deki en güzel camilerden biri. Sarayiçi’ne hakim bir tepede olduğu için çok ferah bir konumdaki cami, bir yandan da içindeki çinileri ile ünlü.

Edirne tarihi camileri hakkındaki daha detaylı yazıma buradan ulaşabilirsiniz.

Edirne Tarihi Merkez:

Edirne sokaklarında gezerken kahverengi tonunun hakim olduğu birçok yapıyla karşılaştığımdan bahsetmiştim. Bazılarının ne olduğunu navigasyon uygulamaları üzerinden takip ederek anlamıştım örneğin. Çünkü hala aktif olarak kullanılan birçok yapı var.

Örneğin Eski Cami arkasında kalan Tarihi Rüstempaşa Kervansarayı hemen dikkatinizi çekecek yapılar arasında. Üç Şerefeli Camii karşısındaki Sokullu Mehmet Paşa Hamamı da dışarıdan görülebilecekler arasında.

Bulgar Kilisesi (Sweti George) Edirne tarihi merkeze yakın bir bölgede bulunuyor. Osmanlı Dönemi‘nde Edirne’deki başlıca azınlıklar arasında özellikle Bulgarlar bulunduğundan, kilise Bulgar azınlığın yoğun olarak yaşadıkları Kıyık semtinde inşaa edilmiş.

Büyük Sinagog da Edirne’deki önemli yapılar arasında. Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ise üçüncü büyük sinagogu olarak kabul ediliyor.

Bulgar Kilisesi ve Büyük Sinagog son gün ziyaret ettiğimiz iki farklı semavi dine ait tarihi yapılar arasındaydı. Pazartesi gününe denk gelen ziyaretimiz sebebiyle her iki yapıyı da dışarıdan görebildik.

Uyarı: Birçok yazıda da karşısınıza çıkabilecek ve benim de daha önceden ziyaret etmiş olduğum Şükrü Paşa Tabyası/Balkan Savaşı Müzesi olarak geçen ve Edirne savunmasının örneklerini sergileyen müzeyi yarım saatten fazla bir zaman harcayarak bulmaya çalıştım. Ancak müzenin kapalı olduğunu Google Maps’deki yorumlar sayesinde anlayabildim. Bu konuda hiç bilgi/uyarı yok. Hatta şehirde kahrevengi tabelalarda dahi yazmaya devam ediyor. Araştırarak gitmekte fayda var.

Karaağaç:

Karaağaç, Edirne gezisi içinde en keyif aldığım rotalardan biri oldu diyebilirim. Hem kış ayı olmasına rağmen şansımıza o gün havanın günlük güneşli olmasından, hem de genel anlamda Karaağaç’ın bir sayfiye yeri havası hissettirmesinden sanırım, Karaağaç’ı ayrı bir sevdim.

Karağaç’ın genel anlamda tarihimizde de kritik bir rolü var. Savaş tazminatı olarak Türkiye’ye devredilen ve Meriç nehrinin batısındaki tek toprak parçamız olan Karaağaç, Edirne’de ziyaret edilemesi tavsiye edilen yerlerin başında geliyor.

Karaağaç’a ulaşmak için öncelikle tarihi Tunca ve Meriç köprülerinden geçmek gerekiyor, ki bu da ekstra manzara demek 🙂 Hava şartları uygunsa giderken ya da dönerken Meriç nehri kıyısında bir mola verebilirsiniz.

Meriç Nehri’ni geçtikten sonra bizi dümdüz bir yol olan Lozan Caddesi karşılayacak, ve Karaağaç’ın en çok ziyaret edilen müzesi olan Tarihi Karaağaç Tren İstasyonu yerleşkesine götürecek. Şu an Trakya Üniversitesi’ne devredilmiş olan yerleşkenin bahçesinde Milli Mücadele ve Lozan Müzesi, İlhan Koman Resim ve Heykel Müzesi ve Lozan Anıtı ziyaret edilebiliyor.

Günümüzde Trakya Güzel Sanatlar Fakültesi olarak hizmet veren Karaağaç Tarihi Tren İstasyonu ise dışardan görülebiliyor. İstasyonun hemen arkasındaki Tarihi Lokomotif ise yerleşkenin simgesi gibi 🙂 Etrafında bol bol resim çektirme aktivitesi görmek mümkün, Karaağaç’ın sanırım en çok fotoğraflanan noktası 🙂

Yerleşkeye giriş ve tüm müzeler ücretsiz. İstasyon Caddesi üzerindeki sıra sıra dizilmiş cafeler de ayrıca şirin ve mutlaka uğranılası.

İstasyon içindeki Lozan Müzesi ile İlhan Koman Resim ve Heykel Müzesi’ne ait detayları ve Lozan Anıtı hakkındaki bilgileri de paylaştığım Karaağaç gezi yazıma buradan ulaşabilirsiniz.

Edirne Sarayiçi:

Edirne 88 yıl Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapmış bir şehir. Böyle olunca da Edirne ziyareti öncesinde Edirne’de bir saray var mı sorusu insanın aklına geliyor. Biraz araştırma yapınca Edirne’de eskinden bir saray olduğu ancak şu an için sadece kalıntılarının kaldığını okuyoruz. Bu sebeple gitmeden önce büyük beklentimiz yok.

Ancak buna rağmen alana vardığımızda beklediğimizi de bulamıyoruz, çünkü tüm alan restorasyon sebebiyle kapalı 🙂 Kanuni Köprüsü’nü geçtikten sonra Kırkpınar Yağlı Güreş Meydanı’nın girişinin bulunduğu alana aracı park ederek Fatih Köprüsü girişindeki Adalet Kulesi’nin yakınlarında biraz dolaşıp tekrar yola koyuluyoruz.

Sarayiçi bölgesinde Adalet Kasrı, Fatih Köprüsü, Edirne Saray Kalıntıları ve Matbah-ı Amire şu an için sadece dışarıdan görülebiliyor.

Edirne Sarayı’nın başına neler gelmişi ben de biraz araştırdım, detaylı Edirne Sarayiçi gezi notlarıma buradan ulaşabilirsiniz.

II. Bayezid Külliyesi ve Sağlık Müzesi:

Sıra geldi Edirne’de en sevdiğim ve oldukça başarılı bir müze olan II.Bayezid Külliyesi’ne. Külliye kavramı bir cami etrafında toplanmış birimler anlamına geliyor. II.Bayezid Külliyesi’ne özellikle de II.Bayezid Köprüsü üzerinden ulaşıyorsanız ilk olarak külliyenin Tunca Nehri kenarındaki o etkileyici mimarisi ile karşılaşacaksınız.

Aracı hemen külliye önündeki otoparka park ettikten sonra Sağlık Müzesi girişinden müze biletlerini alarak ziyarete başlayabilirsiniz. (Giriş öğrenciler için ücretsiz. Ocak 2022 itibarıyla yetişkinler için ise 15 TL)

Hem külliye kavramının hem de müze dönüşümünün en güzel örneklerinden biri olan II. Bayezid Külliyesi içinde Darüşşifa, Tıp Medresesi, II. Bayezid Camii ve İmarethane(Aşevi) ziyarete açık durumda. Hastane olarak kullanıldığı dönemde akıl hastalarının şifa bulması için hizmet veren Darüşşifa, günümüzde Sağlık Müzesi’ne dönüştürülmüş durumda. Darüşşifa, Tıp Medresesi ve İmarethane içindeki salonlarda çeşitli eşyalar ve maketler kullanılarak, döneme ait yaşantıya ve tasvirlere dair canlandırmalar sergileniyor.

II.Bayezid Külliyesi oldukça detaylı bir müze, müze hakkındaki daha detaylı gezi notlarıma buradan ulaşabilirsiniz.

Edirne’de Ne Yenilir? – Edirne Yeme-İçme

Edirne ve yemek deyince elbette ilk akla gelen tava ciğer. Edirne eski merkez çarşısı içerisinde birçok seçenek var. Aydın Tava Ciğer, Ciğerci Kazım ve İlhan Usta, Ciğerci Niyazi öne çıkanlar arasında. Biz gözümüze ilk çarpan yer olan Aydın Tava Ciğer’i tercih ettik. Eğer ciğer yemeyen/yiyemeyen birisiyseniz, menüde zeytinyağlılar da dahil olmak üzere farklı seçenekler olduğunu da ekleyebilirim.

Tatlı olarak ise Hayrabolu tatlısı en çok tercih edilen tatlılardan. Kemalpaşa tatlısının çok benzeri, ama tahinle süslenmişi denebilir 🙂

Edirne’den Ne Almalı? – Edirne Alışveriş

Edirne’den ne getireyim diye düşünmeye çok gerek kalmıyor 🙂 Lokal lezzet olarak Kavala kurabiyesi, badem ezmesi, deva-i misk tatlısı ve lokum her yerde karşınıza çıkıyor. Kavala kurabiyesini fazla dozda tüketmiş olabilirim diye düşünüyorum 🙂

En fazla şubesi olan Keçecizade’de ürünlerin tamamı var. Biz Selimiye Arastası içindeki Keçecizade’den alışverişimizi yaptık. Edirne magnet’imizi de arasta içindeki farklı bir dükkandan alarak koleksiyona ekledik. Almak istediğiniz diğer lokal ürünler için de Selimiye Arastası değerlendirilebilir.

Keyifli seyahatler!

“Edirne Gezi Rehberi – Avrupa’ya Açılan Kapımız Edirne” için 4 yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s