
Edirne deyince ilk akla gelen yapılardan biri elbette Selimiye Cami. Mimar Sinan’ın “ustalık” eserim diye bahsettiği ve Edirne’nin simgesi haline gelmiş olan Selimiye Camii aynı zamanda UNESCO tarafından “Dünya Mirası” listesine dahil edilmiş oldukça önemli bir eser.
Ancak Edirne’ye geldiğimizde ilk dikkatimizi çeken konulardan biri Selimiye Camii haricinde de şehirde gerçekten çok fazla tarihi camii bulunuyor olması oldu. Elbette tamamını ziyaret etmek bir gezi içinde mümkün değil. Hatta bu konuyla ilgili Selimiye Camii Arasta Çarşısı’nı gezerek alışveriş yaparken, bir esnaftan halk arasında bu konuyla ilgili anlatılan bir hikayeyi dinledik.
Eski zamanlarda Edirne’nin ileri gelenleri Ramazan Ayı’nın birinci günü Selimiye Camii’nde namaz kıldıktan sonra her gün farklı bir camiide namaz kılmak üzere Edirne’de camiileri ziyaret ederlermiş, tekrar Selimiye Camii’ne dönmeleri ise bir yıl alırmış. Yani o dönem Edirne’de neredeyse 365 camii olduğundan bahsedilirmiş 🙂 Bu hikaye anonim olduğu için olduğu gibi aktarıyorum, yani doğruluğu konusu elbette net değil 🙂
Edirne’de en çok ziyaret edilen camiler ise Edirne tarihi merkezdeki camiler. Edirne merkeze geldiğinizde hepsi birbirine yürüme mesafesinde olan üç camii karşılıyor sizleri. Halk arasında da yapısıyla (Selimiye Camii), kapısıyla (Üç Şerefeli Camii), yazısıyla (Eski Camii) ünlü camiler deniyor bu tarihi camilere.
Selimiye Camii:

Edirne deyince akla ilk gelen yapı elbette Mimar Sinan’ın “ustalık eserim” diye bahsettiği Selimiye Camii. Dönemin padişahı II. Selim tarafından yaptırılan ve mimarlığını Mimar Sinan’ın yaptığı caminin gerçekten oldukça heybetli ve etkileyici bir yapısı var. Selimiye Camii 2011 yılı itibarıyla UNESCO Dünya Mirası listesi içinde yerini almış oldukça önemli bir kültür mirası.
Şu sıralar ön bahçesinde ve cami içinde restorasyon çalışması var. Camii içi büyük bir kısmı kapalı olsa da ziyaret edilebiliyor. Selimiye Camii restorasyonunun 2025 yılına kadar sürmesi bekleniyormuş. Çevre düzenlemesi ise daha erken bitecek sanırım. Bu sebeple biz gittiğimiz dönemde cami çevresi biraz inşaat görüntüsü içinde olsa da camii ziyaretine engel değil, ve heybetli yapısını görmek mümkün.
Üç Şerefeli (Burmalı) Camii:

Edirne’nin ana caddesi diyebileceğimiz Saraçlar Caddesi’nin devamındaki Hükümet Caddesi üzerinde bulunan Üç Şerefeli Camii, her minaresideki motiflerin birbirinden farklı olmasıyla dikkat çekiyor. Adını ise en yüksek ve üç şerefesi olan minareden alıyor. Bir diğer minaresi ise sarmal şeklinde olduğundan camiye aynı zamanda Burmalı Camii de deniyor.
Camiinin önünde bulunan tabeladaki bilgilere göre Üç Şerefeli Camii Sultan II. Murat tarafından 1437-1447 yılları arasında yaptırılmış. Mimarı ise Mimar Muslihiddin olarak geçiyor. Camiinin Mimar Sinan tarafından yapılan camilerin öncüsü olduğu düşünülüyor.
Osmanlı Dönemi’ndeki ilk avlulu camilerden biri olması da bir diğer önemli özelliği arasındaymış.
Eski Camii:

Talatpaşa ve Mimar Sinan Caddelerinin birleştiği noktadaki bir diğer önemli camii ise Eski Camii. Merkezdeki üç cami arasında tarihi en eskiye cami Eski Camii olduğu ifade ediliyor. Yapı 1403-1414 yılları arasında Çelebi Mehmet döneminde tamamlanmış.
Dışarıdan baktığınızda ününün nereden geldiğini çok da anlamayabilirsiniz. Bu sebeple caminin mutlaka iç kısmı ziyaret edilmeli. En dikkat çeken özelliği iç duvarlarındaki ünlü hattatlara ait yazılar.
Muradiye Camii:

Merkezde birbirine yürüme mesafesinde bulunan bu üç caminin dışında, merkezden 650 metre uzakta bulunan Muradiye Camii ise konumu açısından en güzel camilerden biri. Sarayiçi’ne hakim bir tepeye II.Murat tarafından yaptırılan caminin içindeki çiniler en dikkat çeken özelliği arasında. Caminin tam olarak yapım yılı ve mimari bilinmiyormuş.
Not: Cami ziyaretlerinde kurallara uymaya özen göstermek ve hassas davranmak gerekiyor.
Edirne’de 3 günlük gezi rotasını içeren “Edirne Gezi Rehberi” yazısına ise buradan ulaşabilirsiniz.
Keyifli seyahatler!
“Edirne Tarihi Camileri: Edirne Gezi Notları” için bir yorum