2000 yazıydı Yüzüklerin Efendisi üçlemesini ilk kez okuduğumda. O dönem henüz yazarın diğer külliyatına dair de hiçbir bilgim yoktu. Ne hobbitlerden, ne elflerden ne de Orta Dünya’dan haberim vardı. Ve sonra bambaşka bir evrene adım atmış oldum Yüzüklerin Efendisi serisini tamamladığımda.
Seriyi öyle güzel bir zamanda okumuştum ki zamanlama mükemmeldi. 1954 yılında ilk cildi yayınlanmış bu seriyi tam da ilk filmi çekilmeden bir sene önce okumuştum. Filmi beklemek muazzamdı. Herkes dört gözle oyuncuları ve kitabın nasıl beyaz perdeye aktarıldığını merak ediyordu. Filmin afişini ilk kez gördüğümüz zamanı hatırlıyorum, tüm karakterlerin kimler olduğunu direk tahmin edebilmiştik, müthiş bir heyecandı.
2001 yılında geldi ilk film, sinema salonundaki heyecanımız inanılmaz. Seriyi sinemada izleyebilen şanslılar arasındayım. Sonraki yıllarda filmi kaç kez izlediğimi ise bilmiyorum. Sonrasında extended edition’lar ile birlikte sinemada gösterilmeyen sahneleri de izleme şansımızın olması ile birlikte, kafamızda sürekli filmden sahneler dönüyor, kitap ise yavaş yavaş siliniyor aklımızdan ister istemez.
Yıllar sonra (yaklaşık 20 yıl sonra!) seriyi tekrar okumaya niyet ettim, hem de bu kez külliyatın tamamı ile birlikte. LOTR’i tekrar J.R.R. Tolkien’den okumak çok iyi geldi, detayları hatırlamak ise harika. Bu yazıda kitabı okurken karakterlerin filmdeki ve kitaptaki farklılıklarını kendi bakış açımdan yazmaya çalıştım, tüm karakterlere ise elbette yer veremedim. Kitap yorumunu ise şimdilik başka bir yazıya bırakıyorum 🙂
Teşbihte hata olmaz diyelim, bütün karakterlerin yeri ayrı elbette. Bu vesile ile Tolkien ustayı da anmış olalım.
Peki kitabı okuyanlar için filmlerdeki karakterlerde dikkat çeken konular neler?
BOROMIR
Kitabı filmleri izledikten çok sonra tekrar okuyunca anladım ki filmde Boromir’e çok yüklenmişler. Boromir ki Gondor’un yiğit bir evladıdır, bir anlık gaflet yaşamıştır, lütfen bu gafletle genellemeyelim😀
Neyse ki Merry ve Pippin’i savunurken vuku bulan sahneler efsane bir şekilde filmleştirilmiş de durum filmde artıya dönmüş.
My king! derken yine ağladım, yapmayın etmeyin
ARWEN
Arwen’le ilgili isterim ki güzel haber vereyim. Yani filmde Liv Tyler oynamış, hani dünyadan bir elf bulun getirin deseler, ancak bu kadar olurdu. Ama ilk kitapta Arwen sadece Ayrıkvadi’deki bir yemekte biraz görünüyor, o kadar.
Peki Frodo’yu dokuzlardan kurtaran kim? “Come and claim him!” falan yok mu? Kitapta Frodo, bir elf atının üzerinde Bruinen nehrini tek başına geçiyor, dokuzlara da kendi başına kafa tutuyor arkadaşlar. Bu bilgiyi az tutun, şimdi atın sahibi elf kim ona dönelim..
GLORFINDEL
Birinci kitapta adı sık sık geçen, Fırtınabaşı’ndaki cenkten sonra grubu bulup yardım eden, atına Frodo’yu bindirerek Bruinen nehrini geçmesini sağlayan, hemen peşinden de Ayrıkvadi’deki divan toplantısında kendi görüşlerini dile getiren kadim bir geçmişe sahip elfimizin adı Glorfindel.
Peter Jackson bir nedenle Glorfindel’in bu rolünü filmde Arwen karakterine vermiş, filmin efsane sahnelerinden biri olan “Come and claim him” sahnesi çıkmış, şikayetçi değiliz, ama kitaptan farklılık olduğu da doğru.
FRODO
Sadece filmi izleyenlerde ya da kitabı okuyalı çok olduğundan kitabı unutanlarda sık rastlanan bir durum var: Frodo antipatisi 😀
Bende oluşmasa da, kitabı ikinci kez okuduğumda anladım ki filmdeki Frodo’nun bazı itici durumları yok değil. Kitaptaki Frodo daha yiğit, daha cesur ve daha olgun.
Filmde biraz da heyecan yaratmak için Frodo‘yu geride bırakmalar, durup dururken yalnız kalmalar falan var. Kitabı okuyup Frodo‘ya bir şans daha verin derim, Frodo antipatisi olan LOTR fanları 😃
TOM BOMBADIL
Üniversitedeyim o zamanlar, filmden spoiler yemeyeyim diye sinemaya gitmiş arkadaşları dinlememeye çalışıyorum. Bir arkadaş o kadar heyecanlı ki: “Yaa filmde nasıl Tom Bombadil olmaz, Tom Bombadil bu yaaa!” diye nida attı sınıfta 😀
“Aaaa, Tom Bombadil yok muymuş filmde, o yoksa daha neler yoktur, du bakalım” dedim. Film çekildiği zamanlar Tom Bombadil’in etkisi bu seviyedeydi. Sonra sadece kitapları okuyanların aklında kaldı Tom. Oysa kitabın 50-60 sayfası Yaşlı Orman’daki türlü türlü maceralarla geçiyordu. Hala bir ümit bekliyoruz Tom Bombadil bir gün beyaz perdede görünecek mi diye.
Yüzüklerin Efendisi serisindeki yolculuğumuz devam edecek, serinin diğer kitaplarını da aynı heyecanla tekrar okumaya devam ediyorum 🙂
Keyifli okumalar ve keyifli seyirler!
Kitap ve Seyahat 
Yorum bırakın