ÖYKÜ, KİTAP

JOSE SARAMAGO – BİLİNMEYEN ADANIN ÖYKÜSÜ

  • Yazar : Jose Saramago
  • Yayınevi: Kırmızı Kedi Yayınları
  • Sayfa: 64
  • Yazım Yılı: 1997
  • Yer: Bilinmeyen bir adaya doğru 🙂

Jose Saramago’nun okuduğum ilk kitabı “Bilinmeyen Adanın Öyküsü”. Bu yazarı okumaya başlamak için en doğru kitabın bu olduğundan çok da emin olmadığımı söylemek isterim:) Çünkü kitaptan beklentim farklı yöndeydi sanırım, ancak özünde Bilinmeyen Adanın Öyküsü, Küçük Prens’in ufak kardeşi gibi büyüklere yazılmış iğneleyici bir masal havasında. Bu anlamda üslubu çok yalın ama anlattıkları galiba çok daha düşündürücü olacaktır. Bu sebeple olsa gerek beğenmeyeni de çok, ama beğenenleri daha fazla. Kitaba başlarken elinizdekinin imgelemeler kullanarak olayı masalsı havaya çevirmiş bir isyan kitabı olduğunu unutmamak gerekli:)

Uyku yaman bir sihirbazdır, şeylerin dengesini altüst eder, uzaklık yakınlık diye bir şey kalmaz artık, yan yana yatan insanları birbirinden ayırır, sonra onları bir araya getirir birbirlerini görseler de görmeseler de…

İşte kader hep böyle davranır bizlere, hemen arkamızdadır, omzumuza dokunmak için elini çoktan ileri uzatmıştır, bizlerse hala, geçti gitti, gösteri bitti, yine aynı hikaye, diye homurdanıp dururuz.

Kitap hakkında birçok yorum okudum kitabı bitirdikten sonra, ve bu bakış açısıyla oturup tekrar okudum, çünkü zaten tekrar okunabilecek kadar kısa(64 sayfacık) ve yalın anlatımlı bir kitap. İsteseniz birkaç yorum daha okuyup hmm bunu mu anlatmak istemiş acaba diyerek tekrar tekrar okuyabilirsiniz 🙂

Ben bilinmeyen adayı bulmak istiyorum. O adaya ayak bastığımda kim olduğumu öğrenmek istiyorum. Biliyor musun ki, kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin..

Beğenmek ,sahip olmanın en iyi şekli , sahip olmaksa beğenmenin en kötü şekli olsa gerek

Kim olduğunu bilmiyorsan kendin olabilmen mümkün değildir.”

Kitap diğer otoriteye isyan kitapları gibi bir kendini arayış ve önüne sunulanı değil de, sana dikte edilenleri reddederek farklılıkları arayabilme cesaretini gösterebilmeyi anlatan ekolden geliyor. Bu açıdan bakıldığında kitapta oldukça fazla vurucu cümle var. Saramago’nun kendisinin de dine karşı olan tutumu sebebiyle hayatının kalan kısmını Kanarya Adaları’nda geçirmek zorunda kaldığı ve orada vefat ettiği de düşünüldüğünde kitabın genel olarak tümden hem dinsel hem de yönetimsel bir isyan içerdiği açık. Yazarla bazı konularda birebir aynı hislere sahip olmasak da, kitabın çok sorgulatıcı ve akıl konarak yazıldığı inkar edilemez bir gerçek.

Ben bu krallığın kralıyım ve krallıktaki tüm tekneler bana aittir, Bu gidişle onlar sana değil sen onlara ait olacaksın, Ne demek istiyorsun diye sormuş kral, huzursuzca, Tekneler olmasa sen bir hiçsin, oysa tekneler sen olmasan da rahatlıkla denize açılabilirler

İçinde hem isyan, hem de aşk barındıran, gaza gelip şaha kalkacakken, içinizi bir anda sıcacık ısıtabilen bir kitap Bilinmeyen Adanın Öyküsü…

Belli ki adamın gözleri bilinmeyen adadan başka bir şeyi görmüyor, diye düşünmüş kadın, işte göz yanılması, insanın yanı başında duran insanı görmemesi böyle olur

Son olarak yazarın muzip üslübu ile tanındığından bahsetmeden bitirmeyelim. Genel olarak gülümseten bir tarafı da var Saramago’nun. Kitabın bir cümlesi var ki, günümüz toplumunda kendini var etmek için çok fazla emek göstermek zorunda kalan kadınların halini gülümseten bir şekilde aktarmış yazar:

“Bir grup kadın kendi işleri ile uğraşıyorlarmış, başkalarının işleriyle uğraşmalarına henüz sıra gelmemiş, bunun bir rüya olduğu kesinmiş artık, çünkü gerçek hayatta böyle bir şey hiç görülmemiş.” 🙂

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s