
- Yazar: Cengiz Aytmatov
- İlk Kez Yayınlandığı Yıl: 1970
- Yayınevi: Nora Kitap (2017)
- Sayfa: 183
- Mekan: Isık Göl kenarında bir Kırgız köyü
Bir çocuk, bir dürbün, bir çanta, bir de çok sevdiği dedesi.. Masallarla büyüyen, en yakın arkadaşları ormandaki taşlar ve gürül gürül akan dere, en büyük hayali tepeden dürbünle gözlediği “Beyaz Gemi” ye ulaşmak olan bir çocuk düşünün.
Kırgızistan’da Isık Göl kenarındaki bir orman kıyısında geçiyor hikaye. Hikayenin kahramanı olan küçük bir çocuğun gözünden izliyoruz oradaki hayatı. Dedesi ve ninesiyle yaşar küçük çocuk, dürbünüyle izler Isık Göl’ü, okula gitmenin hayalini kurar, çantasıyla konuşur en iyi arkadaşıymışçasına..
Boynuzlu Geyik Ana masalını anlatır dedesi çocuğa, “Hepimiz Boynuzlu Geyik Ana’nın çocuklarıyız” der, geyikleri tekrar ormanlarda görmeyi düşlerler birlikte. Ama eniştesi zalimdir, acımasızdır. Orozkul karakteri üzerinden dönemin Sovyet yönetiminin eleştirildiği düşünülür.
Kitabın sonuna yaklaştıkça heyecanınızla birlikte hüznünüz de artmaya başlar, ve kitap bittiğinde elinizde açık sayfayla bakışırken ve “gerçekten böyle mi bitiyor” diye sorarken bulursunuz kendinizi, boğazınıza oturmuş bir yumruyla beraber..
Mutlu olmak, bu mutluluğu başkalarına da iletmek kolaydı! İnsan her zaman böyle yaşamalı, yaşam hep böyle tatlı geçmeliydi. Ama olmuyordu işte. Mutluluğun hemen yanında, yürekleri dağlayan, insan yaşamını allak bullak eden bir de mutsuzluk bulunuyordu. – Sy.104
“Beyaz Gemi” kitabı temelde Isık Gölü civarında yaşayan küçük bir çocuğun gözünden günlük yaşamının anlatılması şeklinde geçiyor. Ancak kitabı benim gibi dümdüz okuduysanız, kitap bitip de kitap hakkındaki yorumlara göz gezdirince kitaptaki karakterlerin aslında sembolik olarak seçildiklerini anlayacaksınız. Kitaptaki önemli karakterlerden biri olan Momun Dede(ya da diğer yayınlarda geçtiği haliyle Mümin Dede) gelenekçi kanadı simgelerken, damadı Orozkul yozlaşmayı simgeler. Orozkul’un yozlaşmış karakterinin arkasından ise dönemin Sovyet yönetimi eleştirilir.
Cengiz Aytmatov 9 yaşındayken babasının ölümünün ardından, babaannesi tarafından masallar ve efsanelerle yetiştirilir. “Beyaz Gemi” eserinde büyükleri tarafından yetiştirilen yetim kalmış bir çocuğun iç dünyasını belki de bu sebeple çok iyi aktardığını hissettim yazarın.
Cengiz Aytmatov’dan okuduğum ikinci kitapta da, yine sade ama güçlü bir anlatım, yöreye dair detaylar buldum bir kez daha. Geç tanıştığım ama şu an çok etkilenerek okuduğum bir yazar oldu. Tesadüf bu ya geçtiğimiz hafta gittiğimiz bir yayla gezisi dönüşünde önümüze atlayan bir karacayı görünce, neredeyse “Boynuzlu Geyik Ana’nın çocuklarıyız” diye bağırasım geldi benim de 🙂 Hayata dair güzel detayları yakalayıp, farklı yorumlamamızı sağlayan kitaplar iyi ki varlar!
Keyifli okumalar!
Yazarın diğer kitapları:
- Gazeteci Cyuda (1952) (Hikaye)
- Yüzyüze (1957) (Hikaye)
- Cemile (1958) (Hikaye)
- Steplerden ve Dağlardan Hikayeler (1963) (İlk Öğretmen, Deve Gözü, Cemile, Selvi Boylum Al Yazmalım hikayeleri ile)
- Toprak Ana (1963) (Roman)
- Elveda Gülsarı (1963) (Roman)
- Kızıl Elma (1964) (Hikaye)
- Oğulla Buluşma (1969) (Hikaye)
- Beyaz Gemi (1970) (Roman)
- Asker Çocuğu (1972) (Hikaye)
- Fuji-Yama (1975) (Tiyatro)
- Sultanmurat (1976) (Hikaye)
- Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek (1977) (Hikaye)
- Gün Olur Asra Bedel (1980) (Roman)
- Dişi Kurdun Rüyaları (1986) (Roman)
- Beyaz Yağmur / Yıldırım Sesli Manascı (1990) (Hikaye)
- Cengiz Han’a Küsen Bulut (1990) (Roman)
Ben de okuyup çok etkilenmiştim Beyaz Gemi’den , emeğinize sağlık, çok güzel anlatmışsınız.
BeğenBeğen
Çok teşekkürler 🙂 Cengiz Aytmatov’un eserleri çok etkileyici gerçekten
BeğenBeğen