
- Yazar: Anton Çehov
- İlk Kez Yayınlandığı Yıl: 1897
- Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları (2014)
- Sayfa: 86
- Tür: Tiyatro
- Mekan: Rusya’da bir çiflik evi
Eğer benim gibi tiyatro eseri okuma konusunda biraz önyargılı ve isteksizseniz “Vanya Dayı” başlangıç için iyi bir seçenek olabilir, nitekim benim için öyle oldu.
Şu ana kadar tiyatro eseri okumak pek ilk tercihim olmadı, bu anlamda da kitaba başlarken biraz tereddütlüydüm, ancak daha önceden olumlu yorumlar da okumuştum. Hadi deneyelim deyip başladım, ve neredeyse başladığı gibi bitti, sadece bir akşam çayı süresinde 🙂 Öyle akıcı, bir yandan eğlenceli, bir yandan düşündürücü, bir yandan da hüzünlüydü ki. Ama en garipsediğim kısım hiç sıkıcı değildi! “Vanya Dayı” benim tiyatro eseri okuma konusundaki önyargımı kıran ilk eser oldu diyebilirim.
Bir çiftlikte geçen hikaye, dadı Marina ile o bölgede doktor olarak evleri ziyarete gelen Astrov arasındaki diyalog ile başlar. Çiftlik evinde yaşayan emekli bir profesör olan Serebryakov, ve onun genç eşi Yelena sahneye girerler. Yanlarında ise profesörün vefat eden ilk eşinden olan kızı Sonya vardır. İşte ana karakterimiz Vanya ise Sonya’nın dayısı, yani profesörümüzün eski kayınbiraderidir. Eser toplam dört perdeden oluşan bir kurguda yazılmıştır. Bu anlamda oldukça akıcı ilerlediğini söyleyebilirim.
Hayatında mutluluğu tadamadın, ama bekle Vanya Dayı, bekle… Dinleneceğiz… – Sy.85
Hikaye genel olay örgüsü açısından çalışan ve kazandığı ile yetinmeye çalışan Vanya ve yeğeni Sonya ile gösterişli bir hayat sürmek isteyen Profesör Serebryakov ve genç karısı Yelena arasında geçer. Bu gösterişten de en çok evin dadısı Marina hoşnutsuzdur. Evde hiçbir iş yapmadan aylak aylak gezinen, ve buna rağmen sürekli herkesi de yaptıkları işten alıkoyan bir çifttir profesör ve genç eşi. Çiftliğe geldiklerinden beri tıkır tıkır işleyen düzen altüst olmuştur.
Bence gerçek, niteliği ne olursa olsun, belirsizlik kadar korkunç değildir. – Sy.49
Daha ilk sayfalarda yer alan doktor Astrov’un Marina ile sohbetinde geçen sözler derinden bir ah çekmenizi sağlar. Çünkü mevcut düzene isyan eden, acı ama gerçek tespitler içerir. Her bir karakterin ağzından hayata dair müthiş tespitler söze dökülür. Astrov bir bölümde çalışma hayatının acımasızlığından bahseder, başka bir bölümde Rusya ormanlarının nasıl zamanla yok oluşundan. Vanya ise tüm ömrünü çalışarak geçirdiği halde, nasıl hiçbirşey elde edemeyişinden. Yelena’nın bile hayata dair doğru tespitleri vardır. Bu açıdan altı çizilecek çok fazla diyalog bulabilirsiniz eserde.
On yıl içinde başka biri olup çıktım. Neden biliyor musun? Çok çalıştım dadı. – Sy.4
Zaten yaşam dediğimiz şeyin kendisi de öylesine sıkıcı, aptalca ve kirli ki… Yutuyor insanı. Çevren tuhaf kişilerle dolu, baştan aşağı tuhaf kişilerle. Onlarla birkaç yıl birlikte yaşayınca da, farkına varmadan tuhaflaşıyorsun sen de. Kaçınılmaz bir yazgı bu.” – Sy.4
Daha ilk sayfalarından itibaren hayata dair çok güzel analizler, sorgulamalar, yorumlar dökülür karakterlerin ağzından. Bize de onlarla birlikte sorgulamak ve düşünmek düşer. Tiyatro türünü bana sevdiren, büyük usta Anton Çehov’un bu eserini oldukça keyifle ve severek okudum. Mutlaka kitaplığınızda yer alması gereken harika bir eser.
Keyifli okumalar!